KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Araplar IŞİD hakkında ne düşünüyor?

Araplar IŞİD hakkında ne düşünüyor?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
320 0

IŞİD son dönemde çok sayıda yenilgi aldı. Ancak henüz mutlak bir zafer kazanılmış değil. Arap dünyasının IŞİD’e bakışı konusunda Katar’da yapılan bir araştırmaya göre, örgüte olumlu bakanların oranı yüzde 11 dolayında.
default
Uluslararası koalisyon, Irak’ın stratejik açıdan en önemli kentlerinden olan Musul’un batısını IŞİD milislerinden temizlemeyi başardı. Şimdi sıra kentin doğusuna geldi. IŞİD’in Musul’dan tümüyle geri püskürtülmesi an meselesi. Ancak asıl mesele, ondan sonra ne olacağı.
Katar’ın başkenti Doha merkezli Arap Araştırma ve Siyasi Etütler Merkezi’nin dokuz Arap ülkesinde yaptığı araştırmaya göre, IŞİD’e karşı ABD liderliğinde yürütülen askerî operasyonlara destek yüzde 59’ları buluyor. Karşı çıkanlar ise yüzde 37 gibi hiç de azımsanmayacak bir orana ulaşıyor. Arapların yüzde 72’si IŞİD ile ilgili olumsuz bir izlenime sahip. Terör örgütüyle ilgili olumlu ya da çok olumlu izlenimi olanların oranı ise yüzde 11 dolayında.
Sanal âleme dikkat!
Gözlemciler, bu yüzde 11’lik desteğin IŞİD’in varlığını sürdürebilmesinin teminatı olabileceğine dikkat çekiyor. Bu sempatizanların, Musul’dan kaçacak terör örgütü savaşçılarına kucak açması kuvvetle muhtemel olarak görülüyor. Hatta bu destekçilerden bir kısmının, IŞİD’e katılma ihtimali üzerinde de duruluyor.
Londra’daki Kings College’ın yaptığı bir başka araştırma ise şu çarpıcı sonuca varıyor: “Dünyanın, kendini IŞİD’siz bir düzene hazırlaması için henüz çok erken! Teröristler gerekirse gerçek dünyadan bir süreliğine geri çekilip, mücadelelerini sanal dünyada sürdürme yolunu seçebilir.”
Özellikle yeni eleman kazanmada internetin çok önemli bir araç olabileceğine dikkat çekilen araştırmada, bunun işaretlerinin şimdiden görüldüğüne vurgu yapılıyor. Buna göre IŞİD’in internette çizdiği hayalî profilin, gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi yok. Çizilen pembe dünyadan etkilenen genç sempatizanların bir bölümü, sözde “Allah yolunda savaşan bir mücahit” olmak için terör örgütü saflarına katılıyor. Bunun önüne geçilmesi gerektiğini kaydeden Kings College araştırmacıları, şu uyarıyı da yapıyor: “Medya ve internet silahları, nükleer silahlardan çok daha ağır bir tahribata neden olabilir.”
Radikal akımların filizlenmesinin nedenleri
Peki, bu pembe propagandandan neden özellikle gençler etkileniyor? Arap Araştırma ve Siyasi Etütler Merkezi’nin araştırmasına göre en önemli faktörlerin başında, olumsuz ekonomik ve sosyal koşullar geliyor. Ayrıca siyasi özgürlüklerin kısıtlanması, siyasete aktif katılım imkânlarının yok denecek kadar az olması ve devletlerin kötü bir şekilde yönetilmesi gibi politik nedenler de gençleri alternatif arayışlara itiyor. Tüm bunlar da radikal ve köktendinci akımların filizlenmesi için uygun koşulların oluşmasına neden oluyor.
Araştırma ve Siyasi Etütler Merkezi’nin dikkat çektiği bir başka nokta daha var: IŞİD ve benzeri radikal dinci örgütler, İslamiyet’i kendi amaçları doğrultusunda manipüle ediyor ve “bidat” adı verilen uydurmalarla yeni kutsallar icad ediyor. Bunları, ilgili ülkelerin kültürüyle yoğurmak ve mevcut koşullara entegre etmek suretiyle de cazip hale getiriyor. Terör örgütleri, Arap âlemindeki Müslümanların, modern dünyaya karşı şüpheci ve mesafeli tutumundan da istifade ediyor. “Din ile modernliğin bağdaşmayacağı” tezi işlenerek, radikalleşme özendiriliyor.
Lübnanlı tarihçi Georges Vorm, tüm bu gerçeklerden yola çıkarak şu saptamayı yapıyor: “IŞİD askerî olarak mağlup edilse bile, mevcut koşullar altında muhtemelen varlığını sürdürmeye devam edecektir. Arap âlemindeki olumsuz hayat şartları, siyasi ve ekonomik tedbirlerle iyileştirilmediği sürece, pek çok kişi IŞİD’i ‘son kurtuluş umudu’ olarak görmeye devam edecektir.”
Kersten Knipp

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir