KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Arnavutlar Yunanistan’ı salladı!

Arnavutlar Yunanistan’ı salladı!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 12 dk okuma süresi
902 0

Bugünlerde Yunanistan denilince Türkiye kamuoyunda öncelikle Kıbrıs görüşmeleri sonrasında da Yunan Yüksek Mahkemesi’nin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası TSK’ya ait helikopterle Yunanistan’a kaçan 8 darbeci askerin iadesiyle ilgili vereceği karar akla geliyor. Ancak bir başka konu da daha var! Yunanistan’da Mesolongi acemi birliğinde görev alan 7 Arnavut asıllı Yunan vatandaşının üniformaları ile birliğin içinde Arnavut Kartalı selamı vermeleri, fotoğraf çektirmeleri ve bunu sosyal medyaya yaymaları tepkiye neden oldu. Yunan Savunma Bakanlığı konu hakkında inceleme başlattı. Askerlerin 5 yıl hapis cezası almaları söz konusu olabilir. Bu olay konuşulurken başka bir birlikte, ELDİK (Yunan Alayı)’nda aynı selamı yapan bir Yunan askerin fotoğrafı yayınlandı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, açıklamada Mesolongi acemi birliğinde yaşanan olayla ilgili hangi cezai hükümler uygulanmış ise aynı hükümlerin bu olayda da uygulanacağını belirtti. Askerin, Kıbrıs Yunan Kuvvetlerinde görev yaptığı ifade edildi. Yunanistan ordusunda görev alan binlerce Arnavut asıllı Yunan vatandaşı bulunuyor ve bu tür olaylar askeri kanadı endişelendiriyor. (Bkz. http://www.haber7.com/balkanlar/haber/2250158-yunan-ordusunu-karistiran-fotograf )

Yunan ordusundaki Arnavut asıllı askerin ‘Arnavut Kartal’ı selamı vermeleri, sadece Yunanistan’ın değil diğer Balkan ülkelerinin de karşılaşabilecekleri yeni fiili bir duruma işaret ediyor. Neden ya da neden gibi mi? Otto von Bismark’ın “Arnavut diye bir millet yoktur” sözlerine rağmen Arnavutlar var ve Balkanların en güçlü siyasi aktörleri arasında yer alıyor. Arnavut asıllı Şemseddin Sami’ye göre ‘Arnavut’ kelimesinin anlamı ‘Çiftçi’ demektir. ‘Ar’ Arnavutça’da tarla anlamında olup, ‘ban’ yapmak, yapıcı demektir. Bu durumda Arban çiftçi, tarım yapan anlamına gelir. Şemseddin Sami’ye göre Avrupa’ya çiftçiliği Arnavutlar getirmiştir. Bazı iddialara göre Farsça ‘Ar-na-vut’ ‘geri dönmeyen kahraman’ anlamına gelmekte. Arnavutlara özgü inatçılık ve savaşçılık, bu Farsça tamlamayla bütünleşmiş olmalı. Bazı Arnavut Selefiler Arnavut adını; “Allah yolunda savaştan geri dönmeyi ar edinenler” şeklinde açıklamakta. Arnavutlar günümüzde Adriyatik kıyısı ile Balkanlar’ın diğer bölgelerinde yaşayan bir halk. Arnavutluk’un nüfusu; 2.774 milyon kişiden müteşekkil. Ülkenin % 70’ini Müslümanlar, %30’unu Hıristiyanlar oluşturur. Ülkede Ortodosk mezhebi Katolikliğe nazaran daha baskın. Ortodoks mezhebinden olanlar 500 bini aşarken Katolik nüfusu tahmini olarak 300 bin civarında. Arnavutluk’ta yaşayan iki büyük topluluktan Gegaların çoğu İslam dininin Sünni Mezhebi’ne, Toskaların yarısı Sünni Mezhebi’ne, öteki yarısı ise Bektaşi Tarikatı’na bağlıdır. Ortodoks Arnavutların din adamı ihtiyacı Fener Patrikhanesi tarafından karşılanmakta, patrikhanenin gönderdiği Yunanlı Papazlar, Ortodoks Arnavutlar ile Yunanistan’ın arasındaki buzları eriten faaliyetler yürütebiliyor. Arnavutlar tüm balkanlara yayılan demografik özellik gösteriyor. Hemen her Balkan ülkesinde Arnavutlara rastlamak mümkün. Bu sayısal sıklık Arnavutlarda Büyük Arnavutluk ya da Birleşik Arnavutluk Krallığı idealini diri tutuyor.

Arnavutça (konuşma ve yazı dili) aynı zamanda Kosova’da, Karadağ’da, Sırbistan ve Makedonya’da yaşayan Arnavutlar tarafından kullanılmakta ve Avrupa’da 2 milyondan fazla Arnavut bulunmaktadır. Avrupa’da Müslümanların sayısal çoğunluğu açısından önemli demografik katkılar sunan Arnavutların yaygın ve yoğun yaşadıkları ülkeler Arnavutluk, Kosova, Karadağ, Makedonya, Yunanistan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Sırbistan, Slovenya, Romanya Birleşik Krallık, Almanya, İsviçre; İsveç Avusturya, Fransa ve İtalya’dır. Büyük Arnavutluk Projesi Birinci Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğunun asli unsurlarından Türklere yönelik Alman Genelkurmay başkanlığı tarafından hazırlanan Turan projeleri gibi, Faşist İtalya ve Nazi Almanyası projesidir. Ancak günümüzde Avrupa Birliği diş geçiremeyeceği büyük devlet olgusuna karşı olduğunu her platformda belli ediyor. Bu açıdan bakıldığında, İngilizlerin Birleşik krallığı, Slav Birliği ya da biz Türklerin Turan mefkûresi ne kadar meşruysa Büyük Arnavutluk ideali de o kadar meşrudur. Büyük Arnavutluk, Karadağ, Makedonya. Yunanistan ve Arnavutluk’un egemenliği altındaki Katolik, Müslüman ve Ortodoks olan Arnavutların bağımsızlık ve birliğini savunan siyasi görüştür. II. Dünya Savaşı sırasında bu ideoloji, Faşist İtalya’nın ve Nazi Almanya’nın onay ve desteği ile gerçekleştirilmiştir. Yugoslavya’nın dağılmasıyla Büyük Arnavutluk’un yeniden kurulması NATO tarafından desteklenmektedir. Kendi toplumsal kader hakkını belirlemek düşüncesinden etkilenen ilk ulusçu akımlar, Balkanlarda yaşayan Müslümanlar arasında, öncelikle Arnavutları etkisi altına almıştır. (Ömür Çelikdönmez/ 17 Nisan 2015/ http://fikrikadim.com/2015/04/17/buyuk-arnavutluk-hangi-emperyalist-gucun-projesi/ )

Yunanistan’da ortaya çıkan ve diğer Balkan ülkelerine de sıçraması mümkün Arnavut Kartalı selamı, yeni bir etnokrizin alarmını veriyor. Yunanistan’da ortaya çıkması ise hiçte rastlantı sayılmaz! Çünkü 1924 öncesi Yunan Krallığı’nın nüfusu 2 milyonun altındaydı ve bu nüfusun çoğunluğunu Yunanlılaşmış Arnavutlar yani Arvanitler oluşturuyordu. Tosk Arnavutlarının sayısı bu tarihte (222.000), Arvanitika Arnavutları () sayısı ise 152.000 civarındaydı. Yunanistan Avrupa birliğinin en ırkçı ülkelerindendir. Türk azınlık dışında diğer tüm azınlıklara baskı ve asimilasyon vardır. Özellikle Çamlık Müslümanları ve “Ortodoks Arvanitestler” olarak adlandırılan Arnavutlar vardır. Müslüman Çameria Arnavutları özellikle ikinci savaş döneminde kitleler halinde Arnavutluk’a göç etmiş, geriye kalanlar ise büyük ölçüde asimile olmuşlardır. Arvaniteslerin dini ortak payda Ortodoksluk ve eğitim sistemindeki Yunan egemenliği sonucu asimile edilerek Helenleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Yunanistan’da 1951 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre Arnavutça konuşan 22 bin kişi bulunmaktadır. Yunanistan kendi topraklarında Arnavut kökenlilerin bulunduğunu inkâr etmekte, Arnavutluk’ta yaşayan 10.000–150.000 Çamerya Arnavut’unun topraklarına dönmesine izin vermemekte, Yunanistan’daki mal varlıklarını ve vatandaşlıklarını iade etmemektedir. Ortodoks Arnavutlara verilen kendi kiliselerini kurma hakkı ellerinden gasp edilmiştir. Bu sorunlar Yunanistan ve Arnavutluk arasında en önemli sorunlardandır. (Bkz. http://yuceltanay53.blogcu.com/yunanistanda-turk-azinligi-ve-diger-etnik-gruplarin-sorunlari/11227383 ) Yunanistan’ın korktuğu başına geliyor. Çünkü Yunanistan’da yaşayan Arnavut nüfus ana ülkeye bağlanmak istiyor. Arnavutluk ise buna dünden razı.

Arnavutluk fakir bir ülke. Bu nedenle yeni bulunan doğalgaz ve petrol yatakları ülke ekonomisi açısından hayati öneme sahip. İsviçre’nin “Manas Petrolium Corporation” şirketi, Arnavutluk’ta büyük miktarda petrol ve gaz yataklarının bulunduğunu açıkladı. Arnavutluk’taki petrol rezervi 2 bin 987 milyar varil, gaz rezervi ise 3 bin milyar metreküp olarak tahmin ediliyor. Petrol ve gaz yataklarının Arnavutluk’un kuzeybatısında bulunan İşkodra Gölü ve Dumre arasında yer aldığı kaydediliyor. (Bkz. http://www.izafet.net/threads/arnavutlukta-petrol-ve-gaz-yataklari-bulundu.222978/ ) Önümüzdeki yıllarda, yakın geçmişte keşfedilen petrol ve doğalgaz kaynaklarının ekonomiye yön veren faktörlerden birisi olması bekleniyor. Lakin bulunan petrol ve doğal gaz rezervleri, bölgede savaşa da yön verebilir. Çünkü Mayıs 2015’te Yunanistan ile Arnavutluk arasında tartışmalı bölgede petrol arama krizi yaşanmıştı. İlginç olan bu krizin Mart 2015’te Arnavutluk Petrol, Doğalgaz ve Enerji Zirvesi’nin, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da yapılmasından bir ay sonra çıkmasıydı. Zirveye Arnavutluk’un yanı sıra Azerbaycan ve Yunanistan’dan da petrol ve doğalgaz şirketleri de katılmıştı.

Greek Reporter’ın haberinde, Atina hükümetinin iki ülke arasında sınır oluşturan tartışmalı Epir bölgesinde petrol sondajları yapacağını açıklamasının ardından Yunanistan ve Arnavutluk arasında kriz baş gösterdiği, Tiran yönetiminin kendisine ait olduğunu iddia ettiği bölgede petrol arama kararı alan Atina’yı protesto ettiği belirtilmişti. Tiran yönetiminin ayrıca Atina’dan bölgede yapacağı petrol arama çalışmalarının haritasının da kendilerine verilmesini istediği kaydedilmiş, Atina’nın ise Tiran’ı ‘Büyük Arnavutluk’ projesi peşinde koşmakla suçladığı vurgulanmıştı. ‘Büyük Arnavutluk’ projesi Yunanistan’ın yanı sıra Kosova, Sırbistan, Karadağ ve Makedonya topraklarının bazı bölümlerini kapsıyor. (Bkz. 21 Mayıs 2015 Perşembe / http://www.dunyabulteni.net/balkanlar/330463/yunanistan-ile-arnavutluk-arasinda-petrol-krizi )

Biliyorsunuz; bu Yunanlılar, baklavayı, dolmayı hatta Hacivat Karagözü dahi Türklere değil kendilerine ait olduğunu iddia ediyor. Hatta Rembetika müziği Anadolu’dan esintiler izler taşıyor. O nedenle onlar Aydın havalarına yabancı sayılmaz. Ben de kısa keseyim ‘Aydın havası’ olsun; “Komşunun tavuğu komşuya kaz gözükür- Peshku qelbet prej kreş.”, “Büyük ağaca yaslanan, her zaman gölge bulur- Ai që i mbështetet pemës së madhe, gjen hijë gjithmonë.” Yunanlıların sorması gereken şu; Arnavutlar hangi büyük ağaca, çınara yaslanıyor acaba? Unutmasınlar ki “Tosk e Gegë – Pemë nga një degë!- Toska ve Gega bir ağacın dalları!”

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir