KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Başika’daki Türk askerini Kürtler savunuyor!

Başika’daki Türk askerini Kürtler savunuyor!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 12 dk okuma süresi
364 1

Malazgirt Savaşında Selçuklu ordusunda savaşan Kürt askerleri olduğuna dair iki Arap kaynağında bilgiler var. Sıbt İbnu’l-Cevzî’nin “Mir’atu’z-Zamân”ı ile İbnu’d-Devâdârî’nin “Kenzü’l-Durer”ine isimli eserlerinde Alparslan’ın ordusuna Mervanoğulları Beyliğinden 10 bin civarında Kürt cengâverin katıldığı belirtiliyor. Ayrıca Orhun Kitabelerinde Kürt Uruğu ifadesi mevcut. Anlaşılan Türklerle Kürtlerin kader birlikteliği, yol arkadaşlıkları yeni bir konu değil. Osmanlı İmparatorluğu Yavuzla birlikte yüzünü Ortadoğu’ya çevirdiğinde, İran’da Safeviler Mısır’da Kölemenler egemendi ve her iki devlet de Osmanlıya karşı Hristiyan Batı dünyası ile sağlam ittifaklar kurmuştu. Yavuz ise kılıç artığı küffarla işbirliği yerine bölgenin yerli halkı olan Kürtlerle müttefik olmanın yollarını araştırdı ve Bitlisli İdris Efendi’yi görevlendirdi. Aslında bu sıradan bir tercih değildi.

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani Türk istihbaratıyla çalıştı mı? Iraklı Kürt lider Molla Mustafa Barzani ile Türkiye arasında bilinen ilk temas 1932’de gerçekleşti. Barzani ailesi kuşaklarının İngiliz aleyhtarlığı Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanıyor. Kasım 1919-Mart 1920 tarihlerinde Barzan ve Zibar aşiretlerinin Nesturi ve Ermenilerden oluşan İngiliz kuvvetlerine karşı savaştığı, hatta Türklerden yardım istediği biliniyor. Şeyh Mahmud Berzenci’nin, İngilizlere karşı başlattığı kıyama katılan Barzani aşiretinin bulunduğu yerler İngiliz uçaklarınca bombalanmıştı. İngiliz belgelerine göre İngiliz uçakları İngiliz kuklası Irak devletine karşı ayaklanan Kürt aşiretlerinin meskûn olduğu 79 köyü bombalamış, 2382 evden 1365’ini yerle bir etmişti.

21 Haziran 1932’de Molla Mustafa Barzanî ve beraberindeki 1700 kişi İngilizlerin ve kukla Irak devletinin takibatından kurtulmak için Türkiye sınırından giriş yapmışlar, Şark Hudut Komutanı Binbaşı Şükrü Kanatlı yönetimindeki Türk ordusu tarafından çok iyi karşılanmışlardı. Türkiye, Molla Mustafa ve adamlarının Barzan’a geri dönmesine izin vermiş, Irak Hükümetinin Kürt isyancılara karşı operasyon yapılması teklifine karşı çıkmıştı. Mustafa Barzani’nin, 1945 yılına kadar yaklaşık 2 yıl boyunca, İngiliz güçlerinin eline geçmemek için İran’da Mirava köyünde saklandığı biliniyor. Barzani’nin Sovyetler’de bulunduğu dönemde, İngilizlerin Irak’taki hâkimiyeti sürüyordu. İngilizlerin, hem Mahabad hem de Sovyet süreci nedeniyle, Barzanilere ve özellikle Mustafa Barzani’ye yönelik kinleri sınır tanımamıştır.

Merakla beklediğiniz sonuca gelince, coğrafyada ortaya çıkan güçler dengesine bakın, Türkiye’nin Molla Mustafa Barzani’yi neden desteklediğini veya destek verip vermediğini siz söyleyin!() Mahabad Cumhuriyeti’ne İngiltere destekli İran tarafından son verilmesi üzerine bölgede bulunan Mustafa Barzani Türk yetkililerinin bilgisi dahilinde Türkiye-İran Sınırı üzerinden Sovyet Rusya’ya iltica etti. Yıllar sonra Irak’a döndüğünde Baas rejimine karşı özgürlük mücadelesini sürdürdü. Hatta oğlu Mesut Barzani’ye; “Sakın Türkiye’ye düşman olma. Onlar bizi hep korudu. Türkiye’yi ve Türk ordusunu karşına alma.” diye öğüt verdiği bir şehir efsanesi gibi dilden dile dolaştı durdu. Bu şehir efsanesini doğrulayan bilgi ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından Celal Talabani ve Mesut Barzani’nin Kırmızı Pasaport ile ödüllendirilmeleridir.() Ne kadar doğru bilmiyorum ama IŞİD saldırısından korumak için Süleyman Şah Türbesini Türkiye sınırına yakın PYD kontrolündeki bölgeye, Suriye Eşmesi’ne taşıyan Türkiye’nin, bir zamanlar Mesut Barzani ve Celal Talabani’ye verdiği kırmızı pasaportu Salih Müslim’e de verdiği söyleniyor.

Bazı kayıtlarda Barzanî ailesinin Siirt’in Şirvan kazasından 18. yüzyıl sonlarında Irak’taki İmadiye kazası yakınlarında bulunan Barzan bölgesine göç ettikleri ve Arap asıllı oldukları belirtilir. 1932 sonrasında Barzan ailesinin Türkiye Cumhuriyeti ile ters düşmemeye özen gösterir. 1932 Haziran’ında İngiliz ve Irak ordusunun takibinden kaçan Molla Mustafa Barzani ailesi ve 400 adamı Türkiye sınırından girerek jandarmalara teslim olmuştur. Aile üyelerinden Molla Mustafa Barzani Ankara, Eskişehir ve Edirne’de ikamet ettirilmiştir. Bu süreç içinde Mustafa Barzani’nin Türk istihbarat servisi tarafından brife edildiği, özel eğitim verildiği iddia edilmekte. Hatta Molla Mustafa Barzani’nin Türkiye’de bulunduğu süre içinde Barla’da ikamet eden Bediüzzaman Said Nursi ile haberleştiği ve Said Nursi’nin Mustafa Barzani’den Molla İzzet ismiyle söz ettiği kaydedilmektedir.

Türkiye’nin Kürt kartının, görünürdeki anlaşmazlıklara ve hatta çatışmalara rağmen, Irak’ta KDP Suriye’de PYD olduğunu söylemek mümkün mü? Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, Irak’ın Kuzeyindeki dört farklı bölgede bir yılı aşkın süredir- 2 Şubat 2016 itibarıyla-Peşmergelere; meskûn mahallerde muharebe, El Yapımı Patlayıcı (EYP) ve EYP ile mücadele, Tanksavar, ağır makineli tüfek, havan, topçuluk, ileri gözetleyicilik ve ilk yardım eğitimleri verildi. Ayrıca Peşmergeye belirli seviyede malzeme, teçhizat ve bakım desteği de sağlandı. Peşmerge’ye askeri eğitim programında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı ‘Bordo Bereliler’ olarak da bilinen Özel Kuvvetlerde görev aldı. Peşmerge Özel Kuvvetleri (Zerevani) tarafından ‘Roj Askeri Gücü’ adı altında eğitilen Rojavalı Peşmergeler, Kuzey Irak’ta IŞİD’e karşı savaşıyor. Kuzey Irak’ta 8 taburdan oluşan 5 bine yakın Rojava Peşmergesinin Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’le mücadelede etkin rol oynaması bekleniyor. 1990’lı yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, PKK ile mücadele eden Kürt Gruplara (Talabani-Barzani) aktif olarak destek sağlandı. Türkiye; Kuzey Irak kamplarında an itibarıyla PYD güçlerine katılan 5000 bin civarında Suriye Kürdüne askeri eğitim verdi. Bu nedenle PYD’nin kendisini tanımlaması ve konumlaması, Türkiye’nin bölgesel konjuktre göre şekillenen konsepti doğrultusunda gerçekleşiyor.()

Başika’daki Türk askerilerinin Kuzey Iraklı Kürtlerce nasıl savunulduğunu merak ediyorsunuz değil mi? Musul’u IŞİD’den kurtarma hazırlıkları sürerken, Türkiye-Irak arasında ilişkileri gerildi. Suriye’deki Fırat Kalkanı Operasyonunu engellemek için her yolu deneyen ABD Türkiye’yi masanın dışında bırakmak için Türkiye- Irak ilişkilerini krize sürüklemekte her yolu deniyor. Bu amaçla ABD’nin 2003 sonrası Şii din adamı Sistani’ye karşı denge kurmak için bölgeye getirttiği ve koruma altına aldığı Şii dini merci Kasım el Tai de devreye sokuldu. El Tai’ye, Başika’daki Türk askerleriyle savaşmanın şer’i, ahlaki ve toplumsal olarak vacip olduğu fetvası verdirildi. Sonrasında eski başbakan Nuri Maliki’nin partisinin girişimiyle Irak Meclisine Türk askerinin ülkeden çıkartılması yönünde karar aldırıldı.

Irak Başbakanı Haydar El İbadi’ye, Türkiye’nin Irak’ta asker bulundurmasının “bölgesel bir savaşa” yol açabileceği uyarısı yaptırıldı. Irak’taki milis grup Haşdi Şabi, Türk Ordusunu Irak’ta “işgalci” olarak tanımladı ve çekilmemeleri durumunda Türk Ordusu’yla da savaşacaklarını iddia etti. Yetmedi, Irak Bedir Hareketi Genel Sekreteri Hadi Ameri, TSK güçlerine IŞİD teröristleri gibi davranacaklarını belirtti. Türkleri Musul’dan uzak tutmak için oluşturulan koroya, Yüzbinlerce Iraklının katili, kadın ve çocuk tecavüzcüsü Irak’taki Uluslararası Koalisyon Gücü sözcüsü Yarbay John Dorrian’da katıldı, Iraklı dostlarıyla aynı telden çaldı ve “Bağdat ile Ankara arasında krize neden olan Başika’daki Türk askerlerinin illegal olduğunu” söyledi. Dorrian, Türk askerlerinin, Irak Hükümeti’ne DEAŞ ile mücadelesinde yardımcı olan ve destek veren Uluslararası Koalisyon Güçlerinin içerisinde olmadığına da dikkat çekti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Türkiye’nin Irak’taki rolünün Bağdat hükümetiyle koordine edilmesinin önem taşıdığını, Irak’ın tüm komşularının bu ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini söyledi.

Amerika’nın ne denli İslam düşman olduğunu en iyi bildiğini varsaydığımız Irak’taki İranlı uzmanlar boş verin! Lakin ne Haşdi Şabi içindeki Türkmenler ne de Sünni Arapların Türkiye’ye yönelik düşmanca söylemlere gıkı çıkmadı. Irak Meclisindeki bir yiğit ses Başika’daki Türk askerlerine sahip çıktı. Irak Temsilciler Meclisi Kürt üyesi Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) milletvekili Dr. Arafat Kerem Iraklı tarafları eleştirerek, “Mademki doğru yapıyorlar, o zaman ayrım gözetmeden Irak’ın içişlerine karışan bütün ülkeleri çıkarsınlar” dedi. Arafat Kerem sözlerini şöyle sürdürdü: “Neden diğer taraflardan, örneğin Bağdat’a kadar gelen İran’dan söz edilmiyor? Neden sadece Türkiye’den bahsediliyor? Çünkü belli bir amaçları var. Madem öyle, konu parlamentoda anayasal çerçevede ele alınsın. Bir taraftan bahsedip diğerini görmezden gelmesinler.” dedi.()

Bir yıl önce Kandil’in bombardımanı sırasında Kandil’den ayrılan, Kerkük’e 10 km mesafedeki Leylan köyü civarındaki Kader Karem dağında konuşlandırılan Sihat Barzani’nin komuta ettiği 20 ile 30 bin arasında bir güçten oluşan, Sovyet tankları, zırhlı araçlar ve toplarla birlikte yeni dönemde alınan tank ve zırhlı araçları da bulunan 1. Savunma Gücüne katılan PKKlılardan; merkezi Irak hükümeti karşı çıksa bile Türk askerini Musul Operasyonuna davet edecek Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Türkiye ilişkilerinden söz etmeye fırsat kalmadı onları da belki bir başka yazıda sizlerle paylaşırım.

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Sami Gören - -

    Ömür Kardeşim, kalemine sağlık…
    “Kürt – Türk kardeştir bunu bozan kalleştir” bunun söz de / hamasi nutuklarda kalmaması, hayata geçmesi lazım… Kürtler Pkk / Pyd şer güçlerine “açıkça” rest çekmeli, her türlü ilgi ve desteğini kesmeli; bayrak, vatan, İstiklal Marş, milli birlik ve beraberlikı vb milli değerlere samimiyetle sahip çıkmalıdır…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir