15 Temmuz darbe girişimini üzerinden 1 ay geçti. 240 vatandaşın şehit olduğu darbe girişimi sonrası 16 bin 889 kişi tutuklandı. Gülen örgütüne yönelik operasyonlarda 84 bin 494 kamu görevlisi görevden uzaklaştırıldı. Gülen örgütüyle bağlantılı 2 bin 451 kurum kapatıldı. Buna rağmen AK Parti Hükümeti’nin ‘3 yeni darbe endişesi’; NATO, Suikast, Gizli FETÖ’cü Askerler üzerinden devam ediyor. Bu tehdidin en önemli tanığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Darbe tehlikesi henüz geçmedi” sözleri. (Bkz. http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/abdulkadir-selvi_615/3-darbe-tehdidi_40194010)
PKK gibi uluslararası terör aktörünü dahi kendi kumpasının planlarında joker gibi sahaya sürme stratejine sahip paralel yapının, 15 Temmuz darbe girişiminde tüm kadrolarını kullanmadığı, deşifre olmayan bu hücrelerin daha kapsamlı öldürücü darbeyi indirmek için hazırlık içerisinde olduğu, istihbarat birimlerinin raporlarında mevcut. İzmir’de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan ve gizli tanık olmayı kabul eden üst düzey rütbeli subay, FETÖ terör çetesinin B planını ortaya çıkardı.
9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde Ankara Çukurambar’da işyeri olarak kullanılan villada, çağırdıkları üst düzey rütbeli subaylara darbe girişiminde ne yapacaklarını anlatan darbenin sivil 1 numarası Adil Öksüz ve askeri 1 numarası Akın Öztürk’ün 100’ün üzerinde üst rütbeli subaya, farklı bir talimat verdiği belirlendi. Gizli tanık, Öksüz ve Öztürk’ün bu subaylara, “Darbe girişimine katılmayıp geri planda kalın. Darbenin gidişatını takip edin. Darbe başarısız olursa bizim askeriye içindeki uyuyan hücrelerimiz olun. Darbecilere müdahale eder gibi yapın ve girişimi lanetleyin. Asla renk vermeyin, bizden gelecek talimatları bekleyin. Darbe başarısız olursa tüm bağlantılarımız ve gücümüz tamamen ortadan kalkmasın” dediklerini anlattı. (Bkz. http://tr.mehrnews.com/news/1860897/Darbe-giri%C5%9Fiminin-B-plan%C4%B1-ortaya-%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1)
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Akıncı Üssü’nde gözaltına alınan ve örgütün “hava kuvvetleri imamı” olduğu belirtilen darbenin kara kutusu Adil Öksüz’ü serbest bırakan hâkimler Köksal Çelik ve Çetin Sönmez’le ilgili görevlendirilen müfettiş, incelemelerini sürdürüyor. Darbenin bastırılmasından sonra Öksüz’ün kim ya da kimlerin yardımıyla kaçtığı ve halen nerede bulunduğunu MİT ile polis istihbarat dahil her birim araştırıyor. (Bkz. https://www.kurultay.net/haber/feto-cu-komutan-itiraf-etti-adil-oksuz-6-gun-darbe-plani-yapti-gulen-onayladi-2016-08-14.html) Bu süreçte inanılası zor iddialarda gündeme gelmiyor değil! Örneğin Ergenekon kumpasında “mühimmat” gizlediği iddiasıyla Silivri’de 5 yıl 2 ay yatan emekli Yarbay Mustafa Dönmez, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın şu anki Genel Sekreteri olan Tümgeneral İrfan Özsert’in Cemaatçi (Fetöcü) olduğu söylüyor. Toplumca paranoyak olmak an meselesi. (Bkz. http://odatv.com/odatv-milli-kurtulus-mucadelesinde-kale-gibi-gorev-yapti-1508161200.html)
FETÖ’nün askeriyeden sorumlu imamıyken, 17-25 Aralık darbe girişimi sonrası itirafçı olup örgüte ait 200’e yakın gizli bilgi, belge, görüntü ve ses kaydını İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato’ya teslim eden Hüseyin Sarıçiçek, FETÖ’nün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ameliyatta öldürmeyi planladığını açıkladı. Sarıçiçek FETÖ’nün en tehlikeli biriminin, istihbarata karşı koymak için kurulan İKK timleri olduğunu, bu birimde olanların genellikle saçlarını uzattığını, küpe takarak kamufle olduklarını, üniversitelerde genellikle güzel sanatlar fakültesini kendilerine üs olarak belirlediklerini, kaset, şantaj, kumpas işlerini çok profesyonelce gerçekleştirdiklerini söylüyor.(Bkz.http://www.turkishny.com/other-news/4-other-news/215906-hedefleri-erdogani-ameliyatta-oldurmekti#.V7K7jUaLSM9)
Aslında bu bilgi oldukça eksik çünkü istihbarat çocuk oyuncağı değil ve bu işi yapanlarda çelik çomak oynamıyor. Bence FETÖcü terör çetesinin bu yapılanması PKKnın KCK örgütlenmesine çok benziyor. Koma Ciwaken Kürdistan (Kürdistan Topluluklar Birliği) demokratik, toplumcu-konfederal bir sistem ve devlet olmayan örgütlenmiş, demokratik, siyasal ve toplumsal bir organizasyon. Yani ayrılıkçı Kürt hareketinin silahlı mücadele yürütmeyen “idari” kolu. (Bkz. http://t24.com.tr/haber/kck-nedir-neden-kuruldu,173157) KCK oluşumunda Murray Bookchin’ın anarşist gelenek ile çağdaş ekolojik bilincin sentezinden esinlenen Öcalan; FETÖ yapılanmasına böylesine bir kaotik model bir yapı hediye edeceğini bilebilir miydi? İşte FETÖnün İKKsı PKKnın KCKsı ile aynı yöntemi kullanıyor aynı rol model üzerinden faaliyet gösteriyor. Bu FETÖ örgütlerinin birinci derecede amacının Türkiye’de iç savaş çıkararak yabancı güçlerin (NATO/ABD) Türkiye’ye müdahale etmesini sağlamak olduğunu, Mısır’daki Sağır Sultan bile duymuştu. Aslında bu işgale sosyal psikolojik zeminin çoktan hazırlandığı söylenebilir. Türk toplumunun kolektif bilinçaltına Subliminal mesajların, Metal Fırtına vb. kitaplarla sözde roman tarzında politik kurgularla yerleştirilmeye çalışıldığını daha yeni yeni anlıyoruz. Metal Fırtına Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye saldırmasını konu alıyordu ve belki de Türk kamuoyunu böylesi bir dehşet küresel plandan haberdar etmek ve farkındalık oluşturmak için tasarlanmıştı.
15 Temmuz gecesi darbecilerin İmralı Adası’nı da vurmayı planladığı hatta Öcalan’ı öldürerek Kürt halkını provoke ederek ayaklanmasına zemin hazırlayacakları basında yer almıştı. Bursa’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, Abdullah Öcalan’ın hükümlü bulunduğu İmralı Adası’nda görev yapan 1 yüzbaşı ve 2 astsubayın, terörle mücadele ekipleri tarafından gözaltına alınması, terör çetesinin Türkiye Cumhuriyetinin temelini dinamitleyecek korkunç eylemi gerçekleştirebilecek kadro ve donanıma sahip olduğunu gösteriyor. (Bkz. http://www.dha.com.tr/imralida-gorevli-1-yuzbasi-ve-2-astsubaya-gozalti_1305308.html) Suikast teşebbüslerinin devlet ricali veya hükümet kanadı ile sınırlı olmadığını, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 olan koruma sayısının 21’e çıkarılmasından anlıyoruz. Bu güvenlik önlemlerinin diğer siyasi liderler içinde alındığını söyleyebiliriz.
Anlaşılan 15 Temmuzda ne yapabileceklerini görmek ve göstermek isteyen bu hain yapının üst akılı, darbe kalkışmasını ve olası darbe girişimlerini Türkiye Cumhuriyetine karşı tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanıyor. Neden mi? İngiltere’de muhafazakâr kanadın önde gelen gazetesi The Sunday Times, Başkan Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile el sıkışmaktan da cesaret alarak Kırım yarımadasına hava savunma sistemlerini yolladığını kaydediyor. Türkiye’deki askeri darbe girişiminin çeşitli şekillerde arkasında olduğu iddia edilen ABD basınında şimdi İncirlik meselesi tartışılıyor. The WSJ yazarı Steven Cook, Türkiye’nin artık müttefikleri olmadığını, İncirlik’teki misyonun da sona ermesi gerektiğini belirtiyor. (Bkz. http://dusuncemektebi.com/abd-basini-turkiye-artik-muttefikimiz-degil_d127947.html)
Darbe tehdidinin sürdürülebilir bir korku ajandasına dönüştürülmesinin gerçek nedenlerini öğrenmek istiyorsanız aşağıdaki bilgi kırıntılarına lütfen dikkat edin. ABD’nin en kıdemli diplomatları arasında sayılan ve 2008-2010 arasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan James Jeffrey, 15 Temmuz darbe girişimi, FETÖ ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili açıklamalarında; darbe girişimindeki emarelerin Gülen’i işaret ettiğine dikkat çekti. Daha önce Ankara’da görev yapmış olan Jeffrey, Türkiye’nin Mısır ve Suudiler gibi ABD’yi dinlemediği için Erdoğan’ın sevilmediğini söyledi. (Bkz. http://www.komplohaber.com/siyaset/abd-li-buyukelcinin-turkiye-itiraflari-h26442.html) Sadece Erdoğan nefreti bunları motive etmiyor. ABD’de Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’ne bağlı Savunma Politikası ve Silah Kontrolü kurumu eski Direktörü olan Steve Andreasen, Türkiye’deki taktik nükleer silahların kolaylıkla cihatçıların eline geçebileceğini savundu. (Bkz. http://tr.sputniknews.com/abd/20160815/1024383174/abd-nukleer-darbe-girisimi-turkiye.html) Tehlike geçmiş değil ve yoldan çıkan devasa tır gibi üstümüze üstümüze geliyor!
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com
