KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gürcistan
  4. »
  5. GÜRCİSTAN SİYASAL SİSTEMİ, SEÇİMLER VE ÖNGÖRÜLER

GÜRCİSTAN SİYASAL SİSTEMİ, SEÇİMLER VE ÖNGÖRÜLER

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 11 dk okuma süresi
361 0

Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını ilan eden 15 devletten biri olan Gürcistan, tarihi M.Ö 12. yıllara dayanan köklü bir Kafkasya ülkesidir. 1801’de Rusya İmparatorluğu hâkimiyetine giren ülke, 1917 Ekim Devrimi ile Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti (1918-1921) olarak bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Şubat-Mart 1921 yılında Kızıl Ordu tarafından işgal edilmiş, Sovyet cumhuriyeti olarak kurulmuştur. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği içinde olan Gürcistan 9 Nisan 1991’da kabul edilen bağımsızlık yasası ile bağımsız, üniter ve bölünmez bir devlet olarak bağımsızlığını ilan etmiştir.
Bağımsızlık sonrasında Mayıs 1991’de yapılan seçimlerde Batı yanlısı olarak bilinen Zviad Gamsakhurdia % 86 oranında oy alarak Gürcistan’ın demokratik seçimlerle iş başına gelen ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Gamsakhurdia’nın milliyetçi söylemleri ülke içinde ayrılıkçı ve etnik temelli çatışmaları ateşlemiştir. 21 Aralık’ta başlayan iç çatışmalar sonrası 9 Ocak 1992’de Ermenistan’a kaçmak zorunda kalan Gamsakhurdia, aynı zamanda Gürcistan tarihi için yeni bir başlangıcın müsebbibi olmuştur. Yaşanan olaylar sonrası Gürcistan’da Ordu Konseyi geçici hükümeti kurulmuş ve daha sonra eski SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Shevardnadze yeni seçimlerle Gürcistan Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Shevardnadze de Gamsakhurdia gibi Abhazya ve G. Osetya’da baş gösteren ayrılıkçı hareketlere boyun eğmiş ve 2003 yılında Gül Devrimi olarak adlandırılan halk hareketi ile görevinden ayrılmıştır.
Şevardnadze’nin 1992 yılında Gürcistan’a davet edilmesi ile başlayan 11 yıllık iktidarını sona erdiren “Gül Devrimi” veya “Kadife Devrim” olarak literatüre geçen iktidar değişimi, iç ve dış pek çok etkenin yer aldığı bir sürecin sonucudur. Ekonomik kriz, yolsuzluk, işsizlik, yüksek suç oranları, yoksulluk gibi sorunların öncülüğünde Gürcistan, 4 Ocak 2004 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimine gitti. Katılımın yüksek olduğu seçime 1 milyon 769 bin seçmenin yüzde 80’i katıldı ve 85 seçim bölgesi ve 2850 sandıktan yüzde 96 oy ile Ulusal Hareket Partisi lideri Mikhail Saakaşvili seçildi.
Devletin başına geçen Saakaşvili başlattığı reformlarla, aynı zamanda Gürcistan’ın dış politikasını AB, NATO ve ABD ekseni üzerinde proaktif hale getirmiştir. Çok kısa zamanda AB, NATO ve ABD ile sıkı ilişkiler geliştirilmiş ve dış politikasının Avro-Atlantik ekseni doğrultusunda gelişimini gerçekleştirmiştir. Saakaşvili’nin bu tutumu Rusya tarafından pek hoş karşılanmamıştır.
Saakaşvili’nin dış politikasını Batı temelli yaklaşıma oturtması, ekonomik açıdan sıkıntılı süreçlerin yaşanmasına neden olmuştur. Başlattığı reformların halk nezdinde karşılık bulamaması, refah seviyesinin artmaması Saakaşvili’nin otoritesini sarsmış ve nihayetinde Kasım 2007’de, siyasal gösteriler sonrasında görevinden bir yıl erken ayrılmak zorunda kalmış ve yeniden devlet başkanlığı seçimlerine ardından da parlamento seçimlerine gidilmiştir. Muhalefetin büyük umutlarla gittiği, Ocak 2008’de yapılan devlet başkanlığı seçiminde Saakaşvili, kayıtlı seçmenin %56,18’inin katıldığı seçimlerde seçmenlerin %53,47’sinin oyunu alarak iktidarını devam ettirmiştir. Saakaşvili en yakın rakibi Birleşik Muhalefet Bloku’nun ortak adayı Levan Gaçaçiladze’den (%25,6) iki kat daha fazla oy alarak muhalefetin hesaplarını alt üst etmiştir.
Devlet başkanlığı seçimlerinden sonra parlamento seçimleri hazırlıkları başlamış, öncelikle Parlamentodaki sandalye sayısı arttırılmış, seçim sisteminde bazı yenilikler yapılmıştır. Bu yenilikler çerçevesinde parlamentoya giriş barajı %7’den %5’e düşürülmüş, parlamentodaki milletvekili sayısı 125’ten 150’ye çıkarılmıştır.
21 Mayıs 2008’de yapılan Gürcistan Parlamentosu seçimlerinde katılım oranı %53,9 olarak gerçekleşmiş, katılan seçmenlerin %59,18’inin oyunu alan iktidardaki Birleşik Milli Hareket seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştır. Birleşik Muhalefet Bloğu ise %17,73 oranında oy alarak ikinci olmuştur. Gürcistan Merkezi Seçim komitesinin resmi açıklamalarına göre, iktidar partisi Birleşik Milli Hareket 119, Birleşik Muhalefet Bloğu 17, Hristiyan Demokratlar 6, İşçi Partisi 6, Cumhuriyetçi Parti ise 2 milletvekili elde etmiştir.
Her iki seçimden de Saakaşvili’nin birinci çıkması Rusya’yı rahatsız etmiştir. 2008 Ağustosunda yaşanan savaşta bunu görmek mümkündür. 2008 Güney Osetya Savaşı’nın temel sebebini, Gürcistan’daki yönetimin Rusya’nın güdümünden, ABD ve Batı yönüne geçmesi olarak açıklamak yanlış olmayacaktır.
Savaş sonrası dönemde göze çarpan en önemli gelişme ise Haziran 2009’da başlayan ve kısa sayılabilecek sürede neticelendirilen kapsamlı anayasa değişikliği sürecidir. Güçlü yürütme erkine dayalı siyasal rejimin ülkenin karşı karşıya bulunduğu siyasi ve ekonomik sorunlardan kurtulmasında tek yol olduğu görüşünden hareketle girişilen değişiklik, ülkeyi 2013 sonrasında yürürlüğe girecek yeni bir düzene taşıdı.
Yürürlüğe girecek olan değişiklikler, parlamentonun etkinliğinin sınırlı olduğu parlamenter/yarı-başkanlık sistemini öngörmekteydi. Yeni sistemde, yürütme güçlü olmaya devam ederken, bazı yetkilerin ve sonuçta gerçek iktidarın başkandan başbakana geçtiği bir düzen kurulmaktadır. Yetki ve sorumlulukları azaltılan başkan, yasama ve yürütme arasında bir tür arabulucu olarak tanımlanmıştır. Başbakanın yetkileri ve etkinliği artırılmış, iç ve dış politikanın şekillendirilmesinde belirleyici unsur haline getirilmiştir. Başkan devletin başı ve başkomutan olarak konumunu korumakla birlikte yasaları onaylamak, devlet bütçesini hazırlamak ya da siyasi parti üyesi olmak gibi çeşitli imtiyazlarını kaybetmektedir. Anayasal çalışmalar devam ederken Mayıs 2010’da yapılan seçimlerde Saakaşvili otoritesini pekiştirmiştir. Yapılan seçim sonucunda oyların %65’inden fazlasını almış, 69 belediyede çoğunluğu elde etmiştir.
​Takvimler 1 Ekim 2012 tarihini gösterdiğinde sandığa giden Gürcü halkı, 2003’ten beri ülkeyi yöneten Saakaşvili hâkimiyetini kırdı. Sonuçlara göre Rusya yanlısı Bidzina İvanişvili öncülüğündeki muhalefet partilerinin koalisyonu “Gürcistan Rüyası” seçimleri kazanarak oyların yüzde 54,97’sini almıştır. İktidardaki Birleşik Ulusal Hareket Partisi ise oyların ancak yüzde 40,34’ünü kazanabilmiştir. 150 sandalyeli yeni Gürcistan parlamentosunda böylece muhalefet koalisyonu 85 milletvekiliyle, iktidar partisi ise 65 milletvekiliyle temsil hakkı elde etmiştir. 2003’te “Gül Devrimi” ile önemli değişiklikler getiren Saakaşvili yönetiminin 2008’deki Güney Osetya ve Abhazya’yı kaybetmesi, ekonomik sorunların bir türlü çözülememesi İvanişvili’nin seçimleri kazanmasında en büyük etkenler olmuştur.
​Saakaşvili’nin 10 yıllık iktidarını sona erdiren olay ise 27 Ekim 2013 tarihinde gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimleridir. 23 adayın katıldığı bu seçimde oyların %62,11’ini alan Giorgi Margvelaşvili, Gürcistan’ın bağımsızlık döneminde dördüncü cumhurbaşkanı olmuştur. Marvelaşvili 2012’de iktidara gelen Bidzina İvanişvili’nin lideri olduğu Gürcistan Rüyası koalisyonu tarafından aday gösterilmiştir. Akabinde 15 Haziran 2014’te gerçekleştirilen belediye başkanlığı seçimlerinde oyların %50.82’sini alan Gürcistan Rüyası hâkimiyetini pekişmiştir.
​Merakla beklenen 2016 seçimleri Gürcistan Merkezi Seçim Komisyonu’nun (CEC) açıkladığı ön sonuçlara göre oyların %99,92’si sayıldı. Açıklanan sonuçlara göre %48,6 oy alan Gürcü Hayali seçimlerden galip çıkarken, Birleşik Ulusal Hareketi % 27,14 ile muhalefet pozisyonunda kalmıştır. Birleşik Ulusal Hareket sonuçların hileli olduğunu, Merkezi Seçim Komisyonu’nun açıkladığı bilgilerin gerçeği yansıtmadığını, kendi kaynaklarınca oyların daha yüksek olduğunu ve hatta 30 sandıkta mükerrer oy kullanıldığını iddia etti. Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı’nın raporuna göre bir takım aksaklıklar meydana gelse de, seçimin iyi sayılabilecek düzeyde olduğu belirtildi.
​Seçimler öncesi merak edilen konulardan biri de şüphesiz ki Gürcistan’ın güç dengesindeki yeriydi. Yapılan anketlerde Batı bloğuna entegre olmaya yönelik sonuçlar çıkmaması bu sonuçlarla birlikte tescillenmiş oldu. Nihayetinde Gürcistan’da yaşanabilecek Batı yanlısı bir siyasal değişim, ABD/AB ve Rusya ikilisi arasında özelde Karadeniz, genelde ise Avrasya’ya ilişkin olarak süregelen sistemsel güç mücadelesinin de bir uzantısı olacaktır. Bu minvalde Avrupa Birliği’nin vize serbestisi ile serbest dolaşım hakkı elde edilmesinin stratejik bir hamle olduğu söylenebilir.
​Diğer bir yandan etkilemesi muhtemel seçenek ekonomik gelişmenin hâlâ istenilen seviyeye gelememiş olmasıdır. 2014 yılında %4,6 olan GSYHİ 2015 yılında %2,8 seviyesine gerilemiştir. Adli istatistikler açısından bakıldığında Gürcistan Milli İstatistik Ofisi’nin istatistiki verilerinde sürekli artarak devam eden oranlar göze çarpmaktadır. Tüm bu verilerin yanında Rusya ile olan tarihsel, kültürel ve ekonomik ilişkileri ile NATO’nun ve AB’nin Soğuk Savaş başarısını devam ettirme amacıyla genişleme politikaları, Amerika’nın bölgede kontrolü elinde tutma çabalarını da unutmamak gerekir. Zira bundan sonra Gürcistan’ı zorlu günler beklemektedir. Hasan Ray

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir