KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Kafkasya’nın Kadim Halkı: ‘’Kumuk Türkleri’’

Kafkasya’nın Kadim Halkı: ‘’Kumuk Türkleri’’

Ümit Nazmi Hazır Ümit Nazmi Hazır - - 8 dk okuma süresi
757 0

Kafkasya’nın Kadim Halkı: ‘’Kumuk Türkleri’’
Kumuk Türkleri ile ilk tanışmam Moskova’da, Kumukların derneği olan Özden aracılığıyla gerçekleşti. Daha sonraki süreçte, Çeçenistan ve Dağıstan’da Kumuk Türkleri tarafından ağırlanma şansı buldum. Dağıstan’da bir Kumuk evinde kalma ve düğünlerine katılma fırsatım da oldu. Görgü, mütevazilik ve konukseverlik bu halkın en belirgin özelliklerinden bazıları. Bu kadim Türk halkının içinde olmak ve Kafkas Türk kültürüyle tanışmak benim açımdan çok güzel bir deneyimdi. Özellikle Dağıstan’ın Kumuk köyünde geçirdiğim süre zarfında anladım ki; Kumuk Türklerinin yemek, düğün kültürleri, davranış biçimleri ve birçok örf-adetleri Anadolu Türk kültürüyle tahmin ettiğimden çok daha fazla benzerlik gösteriyor. Kumuk Türkçesi ile Türkiye Türkçesi de çok büyük benzerlikler gösterdiği için iletişim kurmak zor olmuyor. Dağıstan’da Karabudak kentinde Kumukların evinde kaldığım ilk gün Kumuk Türkçesini yüzde 50’ye yakın anlarken, evde bulunduğum süre zarfında Kumuk Türkçesine aşina olmamla birlikte evden ayrılacağım gün Kumuk Türkçesini yüzde 60, 70’lere kadar anlamaya başladığımı fark ettim.
Kumuk Türklerinin kim olduğunu daha iyi anlamak için Kumuklar hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum: Kumuk Türkleri, Kıpçak ve Oğuz boylarının karışımı olan ve Kuzey Kafkasya’da yaşayan bir Türk halkı. Kumuk Türklerinin önemli bir çoğunluğu Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır. Dağıstan ismi ise adından da anlaşılacağı üzere, ‘’Dağlık Bölge’’ manasındadır. Dağıstan otuzdan fazla etnik grubun yaşadığı bir yer. Bu kadar fazla etnik grubun yaşaması tarihsel süreçte bir takım sorunlara neden olmuş. Rusça bu etnik topluluklar arasında iletişimde ortak dil ve İslam kimliği ise ortak çatı. Selefi akımların Kuzey Kafkasya ve Dağıstan’da etkinliğini arttırma çabaları ve bunun sonucunda ortaya çıkan Selef-Sufi gerginliği İslam kimliğinin ortak çatı olma iddiasına zarar veriyor. 3 milyona yakın nüfuslu Dağıstan’da Kumuk Türkleri, Avarlar ile birlikte 500 bin nüfusuyla en kalabalık topluluk. Darginler, Lezgiler, Laklar gibi daha birçok Kafkas halkı da Dağıstan’da yaşamakta. Dağıstan’da yaşayan Türk halkları ise, Kumuklarla birlikte Azerbaycan ve Nogay Türkleri. Dağıstan’da 200 bin civarında Azerbaycan ve 70 bin civarında Nogay Türkünün olduğu tahmin ediliyor. Özellikle Dağıstan’ın tarihi Derbent şehri, Azerbaycan Türklerinin yoğunlukta olduğu bir yer. Rusya’nın ayrıştırma siyaseti nedeniyle Dağıstan Türkleri arasında güçlü bir birliktelik olduğunu söylemek zor.
Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale, eski adıyla Ancikale, ise Dağıstan’daki farklı etnik grupların bir arada yaşadığı bir bölge. Dağıstan Cumhurbaşkanı Ramazan Abdulatipov ise zaman zaman Rus basını tarafından Dağıstan’daki rüşvet, yolsuzluk ve yatırımların bölgede gerçekleşmemesi nedeniyle eleştirilmekte. Bölgedeki yatırımsızlık ve girişimciliğin istenilen ölçüde olmaması ve şehrin düzensiz görüntüsü ise Mahaçkale’de dolaşırken gözünüze çarpıyor.
Dağıstan’da son yıllarda olumsuz gelişmelerin artması izlenen yanlış politikanın bir ürünü. Kafkasya genelinde ve Dağıstan özelinde, Sovyetler Birliği döneminde hız kazanan bölgeyi Türksüzleştirme siyaseti sonucunda Kumuk Türkleri Dağıstan’da asli unsurken, günümüzde azınlık durumuna düşürülmeye çalışılıyor. Bu siyasete paralel olarak şu anda da Kumukların Dağıstan’da tasfiye edilmeye çalışılması bölgenin daha da istikrarsızlaşmasına ve yönetimde bozuklukların ortaya çıkmasına neden oluyor. Çünkü Kumuklar Dağıstan’ın düşünsel, kültürel ve politik hayatına en büyük katkıyı sağlamış halklardan biri. Dağıstan’da 1930’lara kadar Kumuk Türkçesi resmi dildi. Şu anda bölgenin hakim gücü haline gelen Avarlar bile o dönemde Türkçe öğrenmek zorundaydı. Bir nevi o dönemde Kumuk Türkçesini bilmiyorsanız, Dağıstan’da yaşama ve iş bulma şansınız yoktu. Dağıstan’da Türk kökenli olmayan diğer Kafkas halklarıyla konuştuğunuzda bile, özellikle yaşlı insanlar arasında Kumuk Türkçesini bilen birçok insanla karşılaşabiliyorsunuz. Bu da bölgede önceden var olan Kumukların ve Kumuk Türkçesinin ağırlığını göstermekte. Dağıstan’daki, ‘’ovalar Kumukların, dağlar Avarların’’ sözü ise bölge siyasetinde ve yaşamında Kumuk Türklerinin o dönemki ağırlığını ortaya koymakta.
Kumuk Türklerinden bahsetmişken, Kumukların yakın siyasi tarihteki önemli şahsiyetlerinden biri olan Celalettin Korkmasov’dan bahsetmemek olmaz. Korkmasov, Atatürk-Lenin’in nezdinde gelişen Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerinde çok önemli rol oynamış bir isim. Hatta 1921’deki Türkiye ve SSCB arasında imzalanan Moskova Antlaşmasında hem Rus tarafını temsil etmiş, hem de Atatürk’ün güvendiği bir isim olarak aracı olmuştur. Korkmasov aynı zamanda hem sosyalistlerle, hem de Jön Türklerle güçlü bağı olan birisi. Korkmasov, Türkiye’deki ilk Rusça gazete olan ‘’İstanbul Haberleri’’(Stambulskie Novosti) ni de çıkarmış bir isim. Korkmasov, 1920-1932 yılları arasında Dağıstan Sosyalist Cumhuriyetinin Başkanlığını da yaptı. Bu süre zarfında Kumuk Türkçesinin Dağıstan ve Kuzey Kafkasya’da resmi dil olması için çok çabaladı. Sonraki süreçte Sovyetlerin Türkçüleri tasfiyesiyle birlikte Korkmasov da 1937’de Stalin tarafından Pan-Türkist iddiasıyla öldürüldü. Eğer Korkmasov’un fikirleri hayata geçirilebilseydi, bugün Kumuk Türkleri Dağıstan’ın başat unsuru ve Kumuk Türkçesi de Kuzey Kafkasya’da ortak bir dil olabilir ve böylece farklı bir siyasi millet yaratılabilirdi. Fakat Korkmasov’un öldürülmesinden sonra Kumuk Türklerinin Dağıstan hayatında ve siyasetinde etkisizleştirilmesi günümüze kadar devam etti. Günümüzde Dağıstan’ın birçok sorun yaşamasındaki en önemli nedenlerden biri çok önemli bir birikime sahip Kumuk Türklerinin Dağıstan’ın siyasi yönetiminde merkezden çevreye itilmesi.
Sonuç:
Kumuk Türkleri Dağıstan ve Kuzey Kafkasya’nın tarihinde rol oynamış çok önemli Türk halklarından biri. Kumuk Türklerinin Dağıstan’daki varlığının azaltılmaya çalışılması, bölgedeki Türk ve Türkiye’nin varlığının da azaltılması anlamına gelmektedir. Halbuki, Kumuk Türklerinin Dağıstan’daki varlığının ve etkinliğinin tekrar güçlendirilmesi; hem Türkiye’nin bölgedeki varlığına, hem de Türk-Rus ilişkilerine çok önemli katkı sağlayacak ve Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nin istikrara kavuşmasına olanak sağlayacaktır.
Ümit Nazmi Hazır/kafkassam

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir