KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Kültürel İstihbarat Yöntem Bilimi Açısından İbn Haldun

Kültürel İstihbarat Yöntem Bilimi Açısından İbn Haldun

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
283 0

İstihbarat, insanlık tarihi kadar eskiye uzanan bir eylem süreci olarak değerini, önemini ve çerçevesini sürekli biçimde pekiştirip geliştirerek günümüze kadar bu niteliğini korumuştur. Bu süreç içerisinde istihbarat, yapısal, yöntemsel ve araçsal açıdan değişim ve gelişim evrelerinden geçmiş, özellikle teknolojik ve kültürel birikimin bir yansıması olarak bu alanda da yeni imkan ve anlayışlar kendisini göstermiştir. Özünü, bilme ve öngörme arzularının teşkil ettiği istihbarat olgusu, zaman içerisinde farklı alt alanlar (siyasal istihbarat, askeri istihbarat, ekonomik istihbarat, siber istihbarat vb.) bünyesinde farklı etkinlik sahalarının oluşumunu ortaya çıkarmıştır. Söz konusu bu etkinlik sahalarının tümünde, kendine özgü araçsal ve yöntemsel çerçeveler bu sahaların düzlemini belirlemiştir.
Günümüzde, özellikle küreselleşme sürecinin etkisi ile üzerine yoğunlaşılan kültür olgusu ve kültürel çalışmalar, tabii bir biçimde istihbaratın alt alanlarından bir tanesi olan kültürel istihbarat alanında çeşitli arayış ve gelişmelerin söz konusu olmasını sağlamıştır. Kültürel istihbarat alanında güncel arayış ve odak noktası, bu alanda benimsenecek en sağlıklı ve en verimli yöntembilimin ve ilkelerin ne olması gerektiğidir. Her ne kadar, toplumların temel kültürel kodlarını, yapılarını, değer ve algı biçimlerini bilme veya tespit etme biçiminde algılansa da, kültürel istihbaratın temel saiki bu veriler ışığın da sağlıklı öngörülerde bulunmaktır. Hedef toplumun yapısına ilişkin analiz sonucunda ulaşılan bilginin, toplumun geleceğine, potansiyel tepki ve tutumlarına ilişkin öngörüye dönüşmesi kültürel istihbaratın başarı düzeyini belirlemektedir. Bu süreçte, özellikle sosyoloji ve antropoloji disiplinleri bağlamında ortaya konan pek çok teorik yaklaşım bu amaçla kullanılabilecek yöntembilim unsurlarını da sunmaktadır. Batılı teorisyen ve sosyal bilimcilerin oluşturdukları yaklaşımlar, bu alanın sınırlarını da belirlemiş olarak görünmektedir.
Fakat, gerek sosyal bilimler gerekse kültürel istihbarat alanı özelinde olmak üzere, etkisi açık biçimde hissedilen Batı bakış açıları ve yaklaşımları ile birlikte, Türk-İslam medeniyeti bu alanlarda sayısız yaklaşım ve yöntembilim örneği barındırmaktadır. Kültürel istihbarat yöntembilimi konusunda, Batılı yaklaşımların çizmiş olduğu sınırların dışında, akademik alanda sosyolojinin kurucuları arasında kabul edilen İbn Haldun bu bağlamda son derece değerli bir yere sahiptir. İncelemeleri ve ortaya koyduğu eserler ile, günümüzde, kültür çalışmaları, sosyoloji ve antropoloji disiplinlerinin alanlarına giren konularda önemli açılımlar sunan İbn Haldun, kültürel istihbarat yöntembilimi açısından ise önce Türk-İslam toplumlarına sonra evrensel bilim camiasına muazzam katkılar sunmaktadır.
Toplumların genel yapısını, kuşaklar arasındaki farklar, devlet yöneticilerinin karakter ve işlevleri, sosyal psikolojik zaman içerisindeki evrimi, devlet-toplum ilişkileri ve nihayet asabiye kavramı üzerinde ele alan İbn Haldun, bu analiz birimleri ile, kültürel istihbarat en yoğun biçimde ihtiyaç duyduğu ve başarısı belirleyen unsur olan öngörü yetisine ufuk açıcı bir bakış açısı getirmektedir. Bir toplumun geleceğine dair öngörülerin hangi birimleri ekseninde incelenmesi gerektiği sorusuna yanıt niteliğinde çıkarımlar sunan İbn Haldun, kuşakların değişimiyle ortaya çıkacak olan algı farkı ve toplumsal dönüşüme yansımaları, ekonomik durumun ve refah düzeyinin zamansal bir ölçüye bağlı olarak toplumu etkileyip değiştirmesi, devlet yöneticilerinin ve bürokratik yapının tarihsel evrimi gibi çok farklı konularda öngörü anlamında ifade ettiği görüşler, kültürel istihbarat yöntembilimi açısından mutlak surette ele alınarak değerlendirilmesi gereken hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, genel olarak, istihbarat ve güvenlik alanlarında en temel kaygı olan millilik arayışının, kurumsal düzenlemelerin yanı sıra, zihniyet ve anlayış anlamında karşılanabilmesi bu alanda Türk-İslam medeniyeti bünyesinde ortaya konmuş sayısız bakış açısını temel alan bir vizyonun inşa edilebilmesi ile mümkündür.
Çağatay BALCI /Kafkassam

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir