Mücadele Birlikçi Altan Tan HDP’yi tasfiye edebilir mi?

Mücadele Birliği’nin Türk siyasi ve fikir hayatına katkıları mutlaka araştırılmalı. Birkaç kitap ve doktora tezi dışında bu alanda yapılmış bir araştırma yok gibi. Mücadele Birliği’nin kuruluşunda, 1946’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün özel emriyle Mareşal Fevzi Çakmak’ın ekibinden olduğu için resen emekliye sevk edilen istihbarat yüzbaşısı Ziya Uygur’un katkıları çok bilinmez. 1950 sonrası Türkiye’deki Ortadoğu kökenli İslami anlayış ve aksiyon gruplarının hemen hepsinde Ziya Uygur’un etkisini görmek mümkün.

Mücadele Birliğinin fikir eksenli aksiyoner özelliği bu grubun politik bir organizasyona dönüşmesinde etkili olmuştur. Aykut Edibali’nin liderliğinin grup içinde tartışmaya açılmasıyla hareketten kopuşlar gecikmedi. İlk ayrılanlar hareketin edebi ve fikir dergisi Pınar’a el koydular ve bu adla yayınevi kurdular. Ahmet Taşgetiren, Hüseyin Gülerce, Ali Müfit Gürtuna, Cemil Çiçek, Melih Gökçek bu hareketten yetişen önemli isimlerdir. HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın da gençlik yollarında siyasi müktesebatı Mücadele Birliği kadrolarından geliyor. Yine HDP Kars Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen’in de aynı gruptan olduğunu, Bilal Sürgeç sosyal medyada gündeme taşımıştı.

Altan Tan’ın fikri alt yapısını oluşturan görüşlerini kazandığı Mücadele Birliği’yle irtibatını kesmediği söylenebilir. Konuyla ilgili tetkiklerim sırasında görüştüğüm Elazığlı tarih araştırmacısı kadim dost Bilal Sürgeç; 1980 öncesinde Altan Tan’ın Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde öğrenciliği sırasında Mücadele Birliği mensuplarının kurduğu Elazığ İlim ve Kültür Derneği’nde seminerler düzenlediğini belirtti. Altan Tan kendisi gibi Mücadele Birliği’nden yetişme Melih Gökçekle Ankara Keçiören Belediyesinde 1984-1985 yılları arasında yaklaşık 1 yıl Başkan yardımcılığı görevinde bulunması, birlikten yetişenlerin ekip ruhu ve dayanışmasına önem verdiklerini gösteriyor.

Altan Tan; Ankara’da siyasi kariyerine 1990-1991 yıllarında Refah Partisi MKY üyeliğini ekledi. Aydın Menderes’in liderliğinde 1993 yılında kurulan Büyük Değişim Partisi’nin kurucu üyesiydi ve bu partinin Genel İdare Kurulu Üyeliğine seçilmişti. BDP’nin kendini feshetmesinden sonra Menderes’le birlikte Demokrat Parti’ye geçen Altan Tan 16 Ocak 1994 tarihinde Demokrat Parti Genel İdare Kurulu üyeliğine seçildi. 29 Temmuz 1995 tarihinde yapılan kongreyle yeniden GİK Üyeliğine seçilen Tan, Menderes’in Refah Partisi’ne katılımından sonra siyasete ara verdi. 2000 yılında siyasete yeniden dönen Altan Tan 2000-2002 yıllarında HADEP Parti Meclisi’nde görev yaptı. Halen HDP Diyarbakır Milletvekili.

Mücadele Birliği mensuplarının kendi aralarındaki çekişmelere ve fikir ayrılıklarına rağmen kopmaz bağlarla ekip dayanışmasını sürdürdükleri örnekleriyle sabit. Cemil Çiçek’in Ak Parti içindeki konumu ve misyonu, Hüseyin Gülerce’nin ağzından düşürmediği sözde gönül diliyle uzun yıllar faaliyet gösterdiği Fethullah Gülen cemaati içindeki pozisyonu neyse ve hangi odak ya da birimle irtibatlıysa aynı şey Altan Tan içinde söylenebilir. Ahmet Taşgetiren’i Bugün gazetesinde istihdam eden Hüseyin Gülerce değil miydi? Ahmet Taşgetiren Bugün gazetesinden cemaati eleştirerek ayrıldığında çok geçmeden Hüseyin Gülerce’nin de cemaatten kopacağını ilk ben yazmıştım. Kopmakla kalmadı bu hareketin belini kırdı. Demek ki görevi buymuş!

Cemil Çiçek ve diğer Mücadele Birliği kökenli vekillerin veya parti görevlilerinin Ak Partiyi hangi çizgide tuttukları, nereye sürükledikleri önümüzdeki yıllarda daha net anlaşılacaktır. Melih Gökçek’in kendine siyasette alan açma girişimleri zaten mercek altında. Ancak Hanefi Avcı’nın gündem taşıdığı Milli Damar operasyonunu lütfen dikkatli izleyin. Kimlerin kimlerle iş tuttuğunu ağzınız açık izleyeceksiniz. Duyduklarınıza şaşıracaksınız. Ayrıntılar şimdilik bende kalsın. Altan Tan’ın son çıkışlarını bence bu kapsamda ele almak daha yerinde olacaktır. HDP’nin hendek fanatizmine eleştirel yaklaşmasıyla ön plana çıkan Altan Tan’ın birkaç gün önce söylediği; “Eğer bu savaş stratejisi ve ağırlıklı sol, seküler söylem devam ederse HDP dışında yeni siyasi arayışlar doğabilir” ifadesi, operasyonlarla taban kaybeden Kürt siyasi hareketinin yeni bir sürece pupa yelken gittiğini gösteriyor. Altan Tan sadece bunu söylemedi. Kürt muhafazakârların HDP’nin yürüttüğü politikadan rahatsız olduğunu da belirtmişti. Bkz. (http://rudaw.net/turkish/kurdistan/1306201610)

Mücadele Birliği’nde yetişen Altan Tan, Kürt hareketine yeni bir yöne ve format atmanın arefesinde. Bu adımında oldukça başarılı. HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan’ın dün yaptığı açıklamadan sonra Hüda-Par ve Kürdistan Sosyalist Partisi PSK yeni bir partinin kurulması gerektiğini belirtti. HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan dün verdiği bir röportajda, “Eğer bu savaş stratejisi ve ağırlıklı sol, seküler söylem devam ederse HDP dışında yeni siyasi arayışlar doğabilir” demişti. Bu sözler, birçok kesim tarafından yeni bir partinin kurulmasına yönelik mesaj olarak algılandı. Altan Tan’a kendi partisinden tepkiler gecikmedi.

HDP İstanbul İl Teşkilatı tarafından düzenlenen iftar programına katılan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Kürt siyasetinde bir yol ayrımındayız” açıklamasında bulunan HDP Milletvekili Altan Tan’ı isim vermeden eleştirerek, ” HDP’deki Müslüman Kürtlerin en üst düzeydeki temsiliyeti benim. Yol ayrımına gelen biz değiliz. Çizgimiz olduğu yerde. 7 Haziran’da 1 Kasım’da halka ne söylediysek aynı noktadayız. Yolunu şaşıranlar kendileri bulacaktır” dedi. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken; HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın HDP’ye yönelik eleştirilerine ilişkin, “Grubumuza mensup milletvekili arkadaşımızın yapmış olduğu röportajda birçok isabetsiz tespit vardır.” demek zorunda kaldı. Altan Tan son çıkışıyla yeni bir dönemin işaret fişeğini ateşledi. Sonucu hep birlikte göreceğiz. Mücadele Birliğine dikkat!

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com