Bugün Kurban Bayramı….
Ben bu sabah saat 7’de kalktım ve sonra misafirhanede beraber kalan Suudi Arabistanlı arkadaşla kahvaltı yaptık, beraber Duy-Yurt’taki (Gürcüce: Duisi) yeni mescide gittik. Bu mescit Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap ülkeleri, zenginleri, vakıfları ve STK’ların maddi desteği ile yapılmış ve imamın maaşı da onlardan geliyor. Ayrıca imam kendisi de Süriye’de okumuş ve sağlam Arapça bilgisi vardı. Bu sebeplerden dolayı bu mescit Arapçılık-Vahhabiliğ’e yakın tutumu benimsiyordu. Bayram namazı yaklaştıkça cami gençlerle doluyor ve onlar arasında az olmayan kişiler uzun sakallı ve fellaceli tam Vahhabi-El Kaideci-İŞİDçi görüntüsüne sahipti.
Ama bu cami ne kadar “radikal” görüşü benimsemişse bile en azından müezzin ezan, kamet ve duaları çok düzgün ve güzel şekilde okuyordu ve imam da Kur’an’ı doğru düzgün şekilde okudu ve gayet somut şekilde cemaate hütbe ediyordu. Bu mescitte en azından zikr olmasa da en azından eğitim vardı.
Bayram namazından sonra köye döndük ve biraz dinlendikten sonra Cuma namazına hazırladık. Bu sefer Cuma namazı için Vahhabi mescide gitmek yerine gelenekçilerin mescidine gittik.
Ama mescide gidince böyle manzara karşımıza çıktı: mescidin içi çok küçük ve çevresinde yastık gibi şeyler var. İçerdeki dini kitapların sayısı çok az. Ayrıca cumaya gelenler hep yaşlı insanlar… Ben kendi kendime aniden böyle sormuştum:
“Ben yanlış yere mi geldim acaba…? Burası mescitten daha çok tekke gibi…”
Daha sonra namaza gelen birine sordum: “Gençler namaz için nereye gidiyor? Buraya gelmiyorlar mı?”
O bana gençlerin genellikle Vahhabilerin yeni mescidine gittiğini söyledi. Ben bu durumu acayip hissettim ama namaz başladıktan sonra bunun sebebini açık şekilde fark ettim.
Cuma namazı başlıyor ve müezzin ezan okuyor.
Ama bu müezzin doğru düzgün ezan ve kameti okuyamıyordu ve sürekli tıkanıyordu. Ben bu duruma dayanamayıp onun yerine müezzinlik yapmaya kalktım ve ezanı tıkanmadan okudum. Ondan sonra cemaat bu Cuma namazındaki müezzinlik işini tamamen bana bıraktı. Cuma namaz esnasında “hütbe ne zaman başlar” diye meraklanarak hütbeyi bekledik. Ama namaz esnasında imam sadece Kur’an’ı ve duaları okudu ve hütbe 4-10 dakikada bitti. Normalde bize göre Kur’an’ın anlamlarını anlatmadan hütbe olamaz ama bu bölgede buna bile hütbe diyormuş. Ayrıca hütbe ve namazda Kur’an ve duaları okurken bile doğru düzgün okuyamıyordu. İmamın dini bilgiye yeterince sahip olmadığı bu durumdan anlaşılırdı. Ben bu ana kadar Çeçenler çok dindar ve çok fazla dini bilgiye sahip olduğunu zannederdim ama bunu görünce büyük hayal kırıklığına uğradım:
“Ee gerçekte ise sekülerlik ve sol-liberallıkla bilinen CHP’li ve HDP’li insanlar bile din konusunda onlardan daha bilgili. Çeçenlerin dindarlığı hikâyeymiş demek ki…”
Vahhabilerin neden Pankisi’de çok etkili olduğunu düşünüyordum ama bugün bunun en büyük sebebini net ve açık şekilde gördüm. Gelenekçilerin mescitlerinde zikr var ama İslamiyet’i eğitmiyorlar. Diğer yandan Vahhabilerinkinde ise ideoloji ne kadar radikal olsa bile en azından somut dini eğitim vardı. Böylece gençlerin Vahhabiliğe yönelmelerini gayet normal gördüm ve gelenekçilerin Vahhabileri asla yenemeyeceğini fark ettim.
Böylece Paankisi’de vahhabiliğin yayılmasının arkasında “gelenekçiler-Sufilerin tembelliği” mevcuttur. Gelenekçiler-Sufiler hiçbir şey yapmadan yatarken Vahhabiler yoğun çaba harcayarak Pankisi’deki gençlerin hemen hemen hepsini kendi arkasına aldı ve gelenekçi-Vahhabiler arasındaki uçurumu büyümeye devam ediyor. Ayrıca gelrnrkçi imamın dini eğitimi yetersiz filoloji mezunu.
Gelenekçiler Sufiler Artık Uyan, Birleş ve Çalış!!!!

Keisuke Wakizaka kafkassam