KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Azerbaycan
  4. »
  5. PKK lideri APO’nun Azerbaycan’ın kurulmasında rolü nedir?

PKK lideri APO’nun Azerbaycan’ın kurulmasında rolü nedir?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 17 dk okuma süresi
2567 0

Azerbaycan’ın kurulmasında PKK’nın dolaylı desteğinden söz edilebilir mi? Kafkaslarda Kürtlerin işi ne? Kafkaslarda Kürtler var mı? Kürtlerin diğer uluslarla ilişkisi nasıl? Türkiye’de birçok kimse Ermenistan ve Azerbaycan Kürtlerinden, PKK’nın karargâhını Kandilden Ermenistan’a taşımasının gündeme gelmesiyle haberdar oldu. ( Bkz. Ömür Çelikdönmez/ PKK Kandil’den Ermenistan’a taşınır mı?/ 02 Fevral 2016/ http://ethnoglobus.az/az/index.php/yax-n-rq/t-rkiy/item/526-pkk-kandil%E2%80%99den-ermenistan%E2%80%99a-ta%C5%9F%C4%B1n%C4%B1r-m%C4%B1 ) Neden Ermenistan? Çünkü örgütün kaybettiği insan kaynaklarını telafi edebileceği Kürt nüfus potansiyeli bu bölgede bulunuyor. Kürtlerin yaşadığı bölge, -Kızıl Kürdistan- olarak adlandırılıyor. Bu bölge için “Kürdistan” adını ilk kullanan Bolşevikler ve 1921’de Kürdistan kazasının kurulmasından 2 yıl önce bu coğrafi adlandırmayı yapıyorlar. Kürdistan Uyezdi adıyla bilinen, Azerice: Kürdüstan qəzası olarak adlandırılan idari bölge, 21 Temmuz 1923 tarihinde Bolşevik lider, Azerbaycan KP MK sekreteri S.Kirovun başkanlığında Azerbaycan MYK ve Azerbaycan Halk Komiserleri Sovyeti’nin ortak toplantısında Kürdistan kazası oluşturmak kararı onaylandı ve Azerbaycan MYK tarafından Kürdistan kazası’nın merkezi Piricahan köyü olarak belirlendi. Kaza merkezinin Laçin olması daha sonra gerçekleşti.

Kurdistana Sor Yürütme Komitesi Başkanlığı’na Şuşa doğumlu Azeri Bolşevik Hüsnü Hacıyev getirilen bu yeni idari kısım; Karıkışlak, Kelbecer, Kubadlı, Koturli, Kürthaci ve Murathanlı olmak üzere 6 nahiyeden oluşmaktaydı. 1926’da Kürdistan Uyezdi’nin nüfusu 51.200 kişi olup % 73,1’ini Kürtler ve % 26’sını Azeriler ve diğer etnik gruplar oluştursa da nüfusun %92.5’inin ana dili Azerice ve sadece %6.1’inin ana dili Kürtçeydi. Kürtlerin iddiasına göre bu bölge Dağlık Karabağ’ı kapsıyor. Ermenilerin işgalinden sonra daha önceden bölgede yaşayan ve işgalle kaçgın olan Kürtler, Ermeniler tarafından kendi meskûn oldukları bölgeye sokulmuyor. Kızıl Kürdistan, 1923-1929 yılları arasında “Kürdistan Kazası” olarak yarı özerk bir bölgenin ismi. Sovyet rejimi bu havaliyi 1930 sonrasında illere bölmeden önce, eski Kızıl Kürdistan Kazası topraklarında Laçin, Kubatlı, Kelbecer ve Zengilan illeri mevcuttu. 1990 ortalarında Ermenilerin işgalinde burada yaşayan Kürtler’in ve Azeriler’in tamamı sürüldü. 1926 Azerbaycan Cumhuriyeti nüfuz sayımına göre bu bölgede yaşayanların yüzde 70’ten fazlası Kürt’tü. Kelbecer ve Laçin illerinde iste ahalinin yüzde doksan dokuzu Kürtler’den oluşmaktaydı. Ermeni işgaline kadar Laçin, Kelbecer, Kubatlı ve Zengilan illerindeki nüfus 200 binin üzerindeydi. Ekonomi, hayvancılık ve kısmen tarıma dayalıydı.
Ermenistan’da Kürtler; Ezidi ve Müslüman olmak üzere iki toplumlu. Sovyetler Birliği döneminde 1926 yılında yapılan bir nüfus sayımında Sovyetler’de Yezidi Kürt nüfusu toplam14.500 civarındadır. 1989’a kadar yapılan nüfus sayımlarında kendilerini etnik köken itibarıyla Kürt olduklarını belirten Yezidiler, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgaliyle birlikte Müslüman Kürt grubuyla birlikte Ermenistan’ı terk etmek mecburiyetinde bırakıldılar. Dağlık Karabağ işgalinden sonra 2001’deki sayım sonucuna göre Ermenistan’daki (Y)ezidi nüfusunun 55 bin olduğu bu nüfusun yaklaşık olarak 5 bininin Erivan’da yaşadığı, geriye kalan nüfusun ise daha çok Aragats, Armavir, Aştarak, Talin, Artaşat, Abovyan, Eçmiyazin ve Masis bölgeleriyle Erivan çevresindeki bazı köylerde yaşadıkları biliniyor. 1990’da Ermenistan parlamentosu Ezidilerin devlet anayasasında farklı bir ulus olarak tanımlanması kararı aldı. Bu kararın perde arkasında Ermenistan topraklarında yaşayan Müslüman Kürtlerle Ezidi Kürtlerin şekilde ayrıştırılması planlandı. 1990 sonrasında Yezidilerin Kürt olmadığı tezi hükümet tarafından gündeme getirildi, ısrarlı bir şekilde Ezidilerle Ermenilerin soy yakınlığı işlendi.
İşgalci Ermeni çetelerin oldubittiyle ilan ettiği Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, gücünü Ermenistan’dan alıyor. Hiç şüphesiz bu fiili statüyü destekleyen yegâne uluslararası güç Rusya. Korsan Dağlık Karabağ yönetimi ile Kürt siyasi güçleri arasında sağlıklı bir ilişkiden söz etmek mümkün değil. Bölgede yaşayan Kürtlerin Azerbaycan’la bütünleşmesini engellemek için Ermenistan ve Rusya destekli Kafkasya Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin teşkil edilmesinde asıl amaç, Dağlık Karabağ’da kukla bir Kurdistane Sore yani Kızıl Kurdistan kurulması olduğu unutulmuş değil. Bu girişimin sorumlusu Wekil Mustafayev; 1938’de Özbekistan’ın Semerkant şehrinde doğdu. Stalin tarafından Özbekistan’a sürülen Celali Kürtleri’nden olan Mustafayev 17 yaşında Rus Ordusu’na katıldı. Tıp eğitimi aldı ancak doktorluk yapmadı. 1955-63 yıllarında Sovyet Kızıl Ordusu’nda görev aldı. 1967’de hukuk fakültesinden mezun oldu. 1992’de kurulan Laçin Kürt Cumhuriyeti’nin başına getirildi ancak aynı yıl yönetim dağıldı.

Kafkasya Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin lideri Wekil Mustafayev
Kafkasya Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin lideri Wekil Mustafayev’in bizzat belirtiğine göre Azerbaycan’ın 1991’de bağımsızlık ilan etmesinden hemen sonra böyle bir oluşum için kendisine Ermeni ve Rus yetkililer teklifte bulunmuştur. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin amacı Kafkasya Kürdistanı’nı kurmaktı. 9 Haziran 1992’de yapılan. İlk kongrede Wekil Mustafayev başkan seçildi. Aynı kongrede Tarih profesörü Şeref Eşir başyardımcı, Ermenistan parlamenteri araştırmacı-yazar Ali Han Memo da yardımcı seçildiler. Daha önce Kürtlere yönelik her türlü zulümde bulunan Ruslar ne oldu da 1990 yılında siyasetini değiştirip, Azerbaycan’da Kızıl Kürdistan’ın ilan edilmesine desteğini açıkladı?” sorusuna Wekil Mustafayev tarafından verilen cevap, hem Rus ve Ermenilerin hem de bu kirli oyuna alet olan işbirlikçi Kürtlerin gerçek niyetini ortaya koyar. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin lideri Wekil Mustafayev derki; “-Azerbaycan 1991’de Sovyet Rusya’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan edince, parlamentosu da Türk olduklarını, dillerinin Türkçe olduğunu ve topraklarının da Türkiye’ye ait olduğunu duyurdu. Onların meşhur bir sözü var; “Tek millet, iki devlet” diye. Rusya ve Ermenistan bu durumdan rahatsız olunca bizden Kızıl Kürdistan’ı ilan etmemizi istediler ve silah dahi gereken her türlü desteği sağlayacaklarını belirtiler. Bu desteği karakaşımız kara gözümüz için değildi elbette. Azerbaycan, Türkiye’ye petrol ve doğalgaz gönderdiği içindi. Eğer bu petrol ve doğalgaz Kızıl Kürdistan’a gelseydi, bu sefer Rusya ve Ermenistan’a ulaşacaktı.
Rusya kendi çıkarları için bir kez daha Kürtler’le dostane ilişkiler geliştirmek zorunda kaldı. Rusya kendi güvenliği için Azerbaycan ve Türkiye’ye komşu olmaktansa, Kızıl Kürdistan’a komşu olmayı tercih ediyordu. Ermenistan da Rusya’yla bağlantı için Kafkasya Kürdistanı’na ihtiyaç duyuyordu. Kürdistan kurulmadan Ermenistan rahat nefes alamayacaktır.” Ermenilerin ve Rusların desteğine ve Azerbaycan’a rağmen, kurulmak istenen Kızıl Kürdistan devletinin nasıl başarısızlığa uğradığını öğrenmek doğrusu beni şaşırttı. Sizleri de şaşırtacağından zerre kadar şüphem yok. Kafkaslardaki yakın tarihe tanıklık eden Wekil Mustafayev anlatmaya devam ediyor. “-1992 yılında Kızıl Kürdistan’ı ilan ettiğimizde Laçin başkent oldu. Kelbejer, Gubedli, Zengile ve Cebrayil şehirleri de devletin sınırları içinde yer aldı. İki ay sonra Rusya’nın isteği üzerine Moskova’ya gittim. Dışişleri yetkisiyle, yapılabilecek yardım ve ilişkilerimiz hakkında bir toplantı yaptık.

PKK’nin eski Sovyetler ve Doğu Avrupa Sorumlusu Mahir Welat’ kod adlı Numan Uçar
Toplantıdan sonra Moskova Kürt Evi’nde çalışan Gürcistan’ın Tiflis şehrinden iki Kürt kardeş ve üç yetkili benimle görüşmek istedi. Beni bir odaya çağırdılar ve “Azerbaycan sana 3,5 milyon dolar ve Moskova’da bir ev verecek. Ayrıca oğlun için de yüksek kıdemli bir görev ayarlayacaklar. Yeter ki sen Kafkasya Kürdistanı’ndan vazgeç, oranın Kürdistan toprağı olmadığını, Azerbaycan toprağı olduğunu belirt” dediler. Onlara sert bir şekilde cevap verdim. Kürdistan topraklarının bizim namusumuz olduğunu namusumuzu da hiçbir zaman parayla satmayacağımızı söyledim. Ama ne yazık ki PKK’nin eski Sovyetler ve Doğu Avrupa Sorumlusu Mahir Welat, başka bir arkadaşla, Rusya’dan Bakü’ye giderek Azerbaycan Hükümeti’ne “4 milyon dolar ve silah karşılığında Wekil Mustafyev’i buradan uzaklaştıracağız” demiş. O silahları Şehit Menaf’ın arabasıyla Van’a yolladılar. Türkiye devleti durumu öğrenince Menaf’ı şehit etti. Menaf yakın akrabamdı. Kafkasya Kürdistanı’nı kurban ettiler. Para ve silahları alınca, bana Abdullah Öcalan’ın yanına gitmem gerektiğini söylediler. Beni onun çağırdığını söylediler ve böylece beni oradan uzaklaştırdılar.”
Benden söylemesi hazırlıklı olun, asıl bundan sonra okuyacaklarınız sizde şok eşiğini aşabilir. Kafkasya Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin lideri Wekil Mustafayev anlatmaya devam ediyor; “-Öcalan’la Suriye’nin başkenti Şam’da görüştüm. Çağrısı, Kafkasya Kürdistanı için artık çalışmamam içindi. Apo bana Büyük Kürdistan’ı ilan edeceklerini söyledi. Bu yüzden sözleri bende hoşnutluk yarattı. Bende ona, “Başkanım, eğer sen komünizmi getirmek istiyorsan, Kürtler’in yüzde 70’ni öldürmemiz gerekiyor. Çünkü çoğunda Allah inancı var. Bunlar arasında; Müslüman, Alevi, Ehli Hak, Şebek, Kakai, İsmaili, Ezidi var ve hepsinde de Allah inancı var. Hiçbir zaman milletimiz inançsızlığı kabul etmeyecektir. Kalan yüzde 30’u da çevremizdeki devletler tarafından kafir diye öldürülecekler” dedim. Apo’ya, Ermenistan Başkanı’nın bize devamlı “Kafkasya Kürtleri’nin güvenini kazanmak için Ermenistan’a 200 gerillanızı getirin ve kendi toprağımızda güçlerinizi kurun” dediğini söyledim. Apo bana, “Ermenistan Başkanı’na git ve oraya 200 gerilla göndereceğimi söyle” dedi. Ben de Apo’ya “Sen kendin Ermenistan’a gel, orada başkanlık yap. Kafkasya Kürdistan’ı özgür ve güvenli bir yerdir” dedim. Ona, “Araplar’ın içinde ne işin var? Esad ve Suriye hiçbir zaman Kürdistan’ın kurulmasına izin vermeyecek. Ama Ermenistan buna hazır ve bazı Ermeni yetkililer bize gelip toprağınızda özgürce yaşayın diyor” dedim. Öcalan bir mektup yazdı ve benden bu mektubu Ermenistan Başkanı’na ulaştırmamı istedi. Mektubu bana verdi. Ben havaalanına giderken Şam güvenlik güçleri önümü kesti ve mektubu benden aldı. Arapça bir şeyler söylediler ve mektubu götürdüler. Ben de Apo’yu arayıp mektubu benden aldıklarını söyledim. O da bana sorun olmadığını, başka bir mektup yazıp bana göndereceğini söyledi. Moskova’da beş gün Apo’nun mektubunu bekledim. Sonra Mahir Welat yanıma gelip, “Apo’nun Ermenistan Başkanı’nın yanına benim gitmemi istemediğini, kendisinin gitmesini istediğini” söyledi. Ben de Mahir’e, ne Rusça ne de Ermenice bildiğini ve Ermenistan Başkanı’nın da ne Türkçe ne de Kürtçe bildiğini söyledim. Bu durumda nasıl anlaşabileceksiniz diye sordum. Bana yanında tercüman götüreceğini söyledi. Ben de ona, kimsenin devletin gizli sırlarını tercüman aracılığıyla anlatmayacağını söyledim. Bunun üzerine aramızda biraz kırgınlık oldu. Mahir sonra birisini gönderdi ama Ermeniler onu kabul etmedi. Şimdiye kadar o mektup onlara ulaşmadı zaten. Ondan sonra da Apo yakalandı.” (Bkz. Röportaj: Xoşewi Mihemed/ Wekil Mustafayev’in yaşama sebebi: Kızıl Kürdistan/ http://rudaw.net/turkish/interview/23082014 )
Olayları değerlendirirken magazinel bakış açısının bizleri nasıl yanıltabileceğini hemen her alanda yaşayarak tecrübe ediyoruz. Çiçeği burnunda Azerbaycan devletinin başına çorap örmek ve Müslümanı Müslümana kırdırmak için Rusya tarafından kurdurulan Kafkasya Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından nasıl bozguna uğratıldığını bizzat olayın baş aktörünün tanıklığında öğreniyoruz. Kafkasya Kürtleri bugün Azerbaycan’da devletin hemen her kademesinde görev alarak barış içinde yaşıyor. Kıssadan hisse! Anladınız siz onu…

Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir