KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. REİNA SALDIRISI

REİNA SALDIRISI

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
346 0

Türkiye, 2016’ya ait kötü anılara sahip olduğu için 2017 yılını umutla beklemekteydi. Ancak Ortaköy’deki eğlence merkezi Reina’ya yapılan terör saldırısı umudun hüzne ve karamsarlığa dönüşmesine neden oldu. Reina saldırısının kimin ya da kimlerin yaptığı henüz belli olmamasına rağmen saldırının IŞİD tarafından düzenlenmiş olma ihtimali yüksektir. Ayrıca saldırıya ilişkin ayrıntılar kafalarda çeşitli sorular yaratmaktadır.

Kanıtlar IŞİD’i Gösteriyor

İlk olarak düzenlenen saldırıda saldırganların Arapça konuştuğuna dair bilgiler bulunmaktadır. İkinci olarak bir eğlence merkezinin hedef alınması ve bu eğlence merkezinde yabancı uyruklu insanların da bulunması IŞİD ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Üçüncü olarak son yıllarda ekonomik olarak zenginleşen Kürt elit grupları için Reina eğlence merkezi bir uğrak noktası haline gelmiştir. PKK terör örgütü son yıllarda kazandığı uluslararası sempatiyi kaybetmemek ve Kürt elitlerden aldığı ekonomik desteğin zarar görmemesi için Reina’ya saldırı düzenleme ihtimali zayıftır. Son olarak ise saldırı tekniğine bakıldığında saldırının polis noktalarını hedef almaması ve direk sivillere yönelik bir eylem olması IŞİD faktörünü kuvvetlendirmektedir.

Kafa Karıştıran Sorular

Reina’ya yapılan saldırı sonrası eğlence merkezinin sahibi yaptığı açıklamada Amerikan istihbaratının bu saldırıyı 10 gün öncesinden haber verdiğini ve bir hafta on gün süreyle güvenlik önlemlerinin alındığını ancak göz göre göre saldırının yaşandığını belirtti. İlk olarak alınan istihbarat kapsamında eğlence merkezi etrafındaki güvenlik önlemlerinin hangi düzeyde olduğu incelenmelidir. Bazı görgü tanıklarının teröristlerin şarjörlerini defalarca değiştirdiğine dair açıklamaları, saldırganların kıyafetlerini değiştirecek zamanı bulması ve sonrasında saldırganın kaçması saldırıya uzun süre müdahale edilmediğini göstermektedir. İkinci olarak bilgiyi sağlayan Amerikan istihbaratının elindeki gerçek bilgilerin varlığı ve bilgi kaynağının üzerinden gerekli operasyonların yapılmaması akıllarda bir başka soru işareti uyandırmaktadır. Ayrıca saldırı bilgisinin alınmasına rağmen eğlence merkezinin geçici süreyle kapatılması yerine faaliyetlerine devam etmesi saldırıyı planlayanlara önemli bir avantaj sağlamıştır. Çünkü saldırı istihbaratının Reina sahibi ve Türk güvenlik güçleriyle paylaşılması dikkate alınmadan en az 10 gün önce elde edildiği düşünüldüğünde teröristlerin uzun zamandır bölgede faaliyet yürüttükleri ya da keşifte bulundukları anlaşılmaktadır. Böyle bir durumda en önemli adım geçici süreyle eğlence merkezinin kapatılması olacaktı. Kamuoyuna ise “tadilat nedeniyle” kapalı olduklarına dair açıklama yapılması teröristlerini planlarını bozarak saldırının gecikmesini ve bu süreç zarfında teröristlerin yakalanmasını sağlayacaktı.

Türkiye’yi Cezalandırma

Son yapılan açıklamalara göre saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 39’a yükseldiği yaralı sayısının ise 69 olduğu açıklanmıştır. Bu saldırı neticesinde PKK’nın yaptığı terör saldırılarının aksine AB ülkeleri ile ABD Türkiye’nin yanında olduklarını açıklamıştır. Ancak bölgede yapılan keşif süresi ve saldırıların yapılma taktiği önemli mesajlar içermektedir. İlk olarak bu saldırının istihbarat desteği olmadan yapılması zayıf bir ihtimaldir. Örnek olarak Türk güvenlik güçlerinin bölgedeki faaliyetlerinin terör örgütleri tarafından dikkate alınması bu ihtimali güçlendirmektedir. İkinci olarak Suriye’de Rusya ve Türkiye garantörlüğünde sağlanan ateşkes ile AB ve ABD’nin etki gücü önemli ölçüde kırılmıştır. Buna karşı Batı’nın Türkiye’yi cezalandırma planlarını devreye sokmuş olma ihtimali kuvvetlidir. Musul ve Rakka operasyonlarının ayrıntılarına bakıldığında ABD’nin aslında bu bölgelerdeki IŞİD’li teröristleri El Bab’a doğru yönlendirerek Türkiye’nin karşısına çıkarmaya çalıştığı bilinen bir gerçektir.

Sonuç olarak bu saldırı ile ortaya çıkan gerçek Türkiye’nin en kısa zamanda El Bab’ı IŞİD’den temizlemesi gerektiğidir. Ayrıca Türkiye’de bulunan yaklaşık olarak 3 milyon Suriyeli hakkında Rusya ve Suriye ile işbirliği yaparak ayrıntılı bir inceleme süreci başlatmalıdır. Son yıllarda Türkiye’de yaşanan kaçak silah ticareti de mercek altına alınmalıdır. Saldırının turist yoğunlukta bir eğlence merkezine yapılması ve saldırıda en az 30 turistin hayatını kaybetmesi Türkiye’nin turizm sektörüne ağır bir darbe vuracaktır.

Amerika Araştırmaları ve Terör Uzmanı Emrah Kaya/ Kafkassam

Facebook- Twitter: @emrhky0407

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir