KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Şiiler arasında Kum-Necef çatlağı büyüyor

Şiiler arasında Kum-Necef çatlağı büyüyor

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
403 0

NECEF, Irak — Bağdat’ta reform talep eden sokak gösterileri devam ederken Kum-Necef hattında Şii uleması arasında baş gösteren çatlak da Irak’taki siyasi sorunlar etrafında giderek büyüyor.

Sadr hareketine önderlik eden tartışmalı din adamı Mukteda El Sadr, anlaşmazlıkların başlıca tetikleyicisi olan sokak gösterilerini desteklemeye devam ediyor. Kum’daki Şii uleması ise gösterileri kınayan, bunların yıkıcı bir kargaşaya yol açacağını savunan fetvalar yayımladı. Gösteriler son olarak 17 Şubat’ta Bağdat’ta ve Irak’ın güneyindeki Şii vilayetlerde düzenlendi. 11 Şubat’taki gösterilerde Bağdat’ta beş kişi öldürülmüş, 320 kişi yaralanmıştı.

Kazım El Hairi ve Şeyh Mehdi Asıfi gibi İran’a yakın başka bazı Şii din adamları da gösterileri kınayan fetvalar yayımladı. Yine İran rejimine yakınlığıyla bilinen kıdemli din adamı Kemal El Haydari 16 Şubat’taki konuşmasında şöyle dedi: “Benim dini ve siyasi görüşüm o ki kurumsal reformlar sokaklarda yalvararak gerçekleşmez. (…) Reformlar ancak yasal ve anayasal kurumlar üzerinden hayata geçmeli.”

Bu sözlere büyük tepki gösteren Sadrcılar, din adamını adaletsiz ve tarafgir olmakla, Irak’taki meseleleri kavrayamamakla suçladı. Sadr’a yakınlığıyla bilinen ve zaman zaman hareketin sözcülüğünü yapan Salih Muhammed El Iraki, Haydari’ye sert bir şekilde çıkıştı ve onu gösteriler ve reform talepleri konusunda bilgisiz, adaletsiz ve yetkisiz bir isim olarak tanımladı. Iraki şöyle konuştu: “Bir konu hakkında fikir beyan edecekseniz adil olmanız, ilgili gelişmeleri takip etmeniz gerekir. Kum’da yaşayarak Necef’in meselelerine karışamazsınız.”

Bu sözler, Sadr-Haydari kavgasının Kum-Necef anlaşmazlığından bağımsız olmadığını ortaya koyuyor. Kavganın özü din-devlet ilişkisiyle ilgili. Bu konudaki ayrışma Kum’daki bazı Şii mercilerin Şah’ı deviren İran Devrimi’ne önderlik yapması ve siyasi meselelere derinden dâhil olmasıyla başladı. Necef ise siyasetten ve hükümet işlerinden net bir şekilde uzak durdu, 2003’ten sonra da kendisine iktidar imkânı sunulduğu hâlde bu tavrını sürdürdü.

Böylece Necef ve Kum okulları arasında büyük bir tartışma başlamış oldu. Necef okulu, ulemanın siyasi iktidarda yer almasını reddeden geleneksel Şii anlayışını temsil ediyor. Kum okulu ise daha yeni bir anlayış olan ve iktidarın tepesine dini bir ismi koyan velayet-i fakih öğretisini benimsiyor. Tartışma Irak’taki siyasi istikrarsızlığın derinleşmesiyle zaman içinde büyüdü ve bugün Irak siyasetindeki meselelerin ayrıntılarına kadar uzanmaya başladı.

İran rejiminin tam desteğine sahip olan Haydari, İran’ın Arapça yayım yapan devlet kanalı El Kevser’de 10 yılı aşkındır program yapıyor. İran’ın resmi çizgisiyle bağdaşmayan ideolojik ve siyasi duruşları eleştirme amacını güden program Haydari’ye Şii Araplar arasında, bilhassa da Irak’ta ün ve etkinlik kazandırdı.

Haydari’ye yakın bir kaynak, din adamının doğrudan İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in makamından aylık olarak maddi destek aldığını belirtti. İran rejimi Haydari’ye ayrıca Devrim Muhafızları’ndan oluşan özel koruma sağladı. Kum’daki başka birçok kıdemli ulema bu tip ayrıcalıklara sahip değil.

Tüm bunların sonucunda Haydari Şiilerin dini otoritesi olmaya soyundu ve kendini “dini merci Seyyid Kemal El Haydari” ilan ederek Irak halkı üzerindeki nüfuzunu artırmaya yöneldi. Haydari bugün Şii ideolojisi, fıkıh ve tasavvuf konularında haftalık dersler veriyor, siyasi görüşlerini açıklamaktan geri durmuyor.

2003’ten bu yana Necef’in tabanından da destek toplamaya çalışan Haydari, geleneksel Necef okulunun karşıt duruşu nedeniyle bu konuda başarılı olamıyor.

Haydari geleneksel Necef okuluna muhalefet etmekle kalmıyor, Necef’in temel direkleri olan Ebu El Kasım El Hoy ve Ali El Sistani gibi isimleri de hedef alıyor. İki taraf arasındaki kavga, Necef’in açıkça karşı çıktığı velayet-i fakih anlayışının Haydari tarafından benimsenmesiyle başlamıştı. O günden bu yana Haydari, Necef’te birinci otorite olan 86 yaşındaki Sistani sonrası için İran rejiminin başlıca adaylarından biri hâline geldi.

Necef-Kum ayrışmasında kime yakın durulacağı sorusu Sadr hareketi içinde huzursuzluk yaratıyor. Sadr hareketi, geleneksel Necef okuluna karşı çıkan köktenci Şii anlayışının ürünü olarak biliniyor. Sadr’ın babası Seyyid Muhammed El Sadr, Sistani dâhil olmak üzere Necef ulemasıyla uzun ve şiddetli bir çekişme yaşamıştı. Bu nedenle Sadr, babasının 1999’daki ölümünün ardından Sistani’ye mesafeli durdu. Daha sonra Kum’daki Hairi’ye yanaşan Sadr, ABD güçlerine karşı kurduğu Mehdi Ordusu’na Hairi sayesinde dini kılıf sağlamış oldu.

Ne var ki siyasi anlaşmazlıklar çok geçmeden Sadr ile Hairi’nin arasını açtı. Hairi İran’ın resmi çizgisine birebir riayet ederken Sadr belli ölçüde bağımsız davranmak istiyordu. Neticede 2013 ağustosunda Haydari’nin en önemli öğrencilerinden biri olan Sadr’ın özel kalem müdürü Şeyh Mahmud El Cayaşi, Sadr ile Haydari’yi bir araya getirmeyi başardı ve böylece Sadr Haydari’ye yönelmiş oldu. Görüşme sonrası Sadr’ın makamından yapılan açıklamada tarafların “genel olarak bölgesel meseleleri, özel olarak Irak’la ilgili konuları” görüştüğü ve “gelecekte pozisyonlarını koordine etme kararı aldığı” kaydedildi.

Ancak bugün yaşanan siyasi kavgalar, Sadr’ı pozisyonunu yeniden gözden geçirmeye zorluyor. Sadr, dini kalkanını yitirdikten sonra halk desteğini de kaybetmek istemiyor.

Sonuç olarak tüm bu gelişmeler, 2003’ten sonra Irak’taki siyasi sürecin en güçlü ve en önemli destekçisi olan Sistani’nin ölümünün ardından Irak toplumuna ciddi siyasi ve dini çekişmelerin hâkim olacağına işaret ediyor.

Ali Mamouri
http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2017/02/iraq-najaf-iran-qom-sistani-haidari-muqtada.html#ixzz4b8dFA33p

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir