Türk cumhuriyetlerinde darbe olmuş haberimiz yok!

Andrew Korybko Global Research’da yayımladığı analizinde belki Türkiyedeki okurların farkına varamadığı çok önemli bir ayrıntıyı yazıyor. Andrew Korybko diyor ki; “Tarihte hiçbir zaman ABD’nin nükleer silahlarına erişimi kesilmemişti ve uçuşa yasak bölge ve İncirlik’e giden enerjinin kesilmesiyle olan tam da budur… Yanıt olarak ABD şimdi Erdoğan’a karşı son derece çirkin bir Melez Savaş saldırısı başlatmayı düşünüyor.” (Bkz.http://medyasafak.net/haber/2069/andrew-korybko–turkiye-deki-basarisiz-darbe-girisimi-neden-bir-yanil) ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un Türkiye’ye programında olmayan ani ziyaretin nedeni daha net anlaşılıyor değil mi?

ABD’nin telaş ve endişesinin bir diğer nedeni de, Türkiye orjinli lakin CIA projesi FETÖcü organizasyon aracılığıyla Türk cumhuriyetlerinde elde ettiği nüfuzunu kaybedecek olması. Bu çerçevede 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümetin yurtdışında FETÖ kontrolündeki okulları kapattırabilmek için başlattığı faaliyetlerde birkaç ülke haricinde ne yazık ki başarılı olmadığı görülüyor. Azerbaycan, Somali Federal Cumhuriyeti ve Ürdün’ün de aralarında bulunduğu bazı ülkeler Türk okulları olarak bilinen bu eğitim kurumlarını kapatma taleplerine olumlu yanıt verirken, Kırgızistan, Endonezya, Njierya, Kenya ve son olarak Kazakistan, Türk Hükümetinin okulları kapatılması talebini geri çevirdi.

Adı geçen ülkeler Türkiye’nin çağrısını ‘içişlerine karışmak’ olarak değerlendirip tepki gösterdi ve ‘eğitimin siyasete alet edilmemesini’ ileri sürdü. FETÖ yapılanmasının 170 ülkede yaklaşık 3 bin eğitim kurumu olduğu tahmin ediliyor. Bu okulların çoğu Orta Asya’da ve Kafkasya’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla 1990ların başında kurulurken, Afrika’daki okulların çoğu da 1990ların ortası ve sonuna doğru açılmaya başlanmıştı. Türkiye’nin diplomatik misyonlarının bulunmadığı ülkelerde, sözde sivil inisiyatifle bu okullar açıldı, ardından bu yapıyla bağlantılı, Türkiye’den iş dünyasının ticari faaliyetleri başlatıldı. Bu paralel yapının mensupları gerek insan kaynaklarını ve ekonomik imkânlarını hoyratça acımasızca kullandıkları Türkiye adına bulundukları ülkelerde, CIA/ABD bağlantılarını gizlemek ve perdelemek için gerçekleştirdikleri sözde insani yardımlar, kültürel, sosyal faaliyetleriyle Türkiye’nin ‘yumuşak gücünü’ temsil ettiklerini iddia etmekten geri durmadılar. Gelinen noktada kimi ve neyi temsil ettikleri anlaşıldığında iş işten geçmiş oldu.

‘İki devlet bir millet’ ülküsüne gönül veren Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki görüşlerine ta ilk günden kulak verdiği ve Türkiye’nin dostça uyarılarını dikkat aldığı icraatı ile ortada. Azerbaycan’da, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) bağlı olduğu belirtilen Kafkas Üniversitesi kapandı. 1993’te kurulan Kafkas Üniversitesi, FETÖ’nün yurt dışındaki ilk üniversite olarak biliniyordu. Üniversite, öğrencilerin bir araya getirilerek Fethullah Gülen’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik beddualarına “amin” demeye zorlandıkları haberleriyle gündeme gelmişti. Azerbaycan’da 2014’te de Fethullahçı terör örgütüne yakınlığıyla bilinen 13 şubeli Araz Kursları ile 11 lise kapatılmıştı. (Bkz. http://www.hurriyet.com.tr/azerbaycan-ve-kambocyada-cemaat-okullari-kapaniyor-40156243)

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PYD)Azerbaycan’da yayın yapan Zaman-Azerbaycan gazetesi ile zaman.az internet sitesi kapandı. Zaman-Azerbaycan gazetesi, FETÖ’nün ilk yurt dışı yapılanmasını yaptığı ülkelerden Azerbaycan’da, 24 Mayıs 1991’den bu yana yayınlanıyordu. Azerbaycan’da, Türkiye’deki başarısız darbe girişiminden sonra ABD’de FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile röportaj yapan ve bu röportajı yayınlayacağını duyuran ANS televizyonu da Milli Televizyon ve Radyo Şurası’nca kapatılmıştı. Azerbaycan Basın Konseyi, ülke medyasına, Türkiye’deki gelişmelere hassas yaklaşma çağrısında bulunmuştu.(Bkz. http://www.sabah.com.tr/dunya/2016/07/20/fetonun-azerbaycandaki-yayin-organlari-kapandi)

Ancak Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri (Avrasiya Hərbi Statuslu Hüquq-Mühafizə Təşkilatı / The Association of the Eurasian Law Enforcement Forces with Military Status ) adı altında, Türkiye, Azerbaycan ve Moğolistan’la birlikte 2011’de oluşumuna gidilen Turan ordusunun kurucularından Kırgızistan, bu konuda maalesef Türkiye’nin çağrısını duymazlıktan geldi. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “FETÖ Kırgızistan’da darbe yapabilir” sözleri, aslında çok geç kalınmış acziyetin ifadesinden başka bir şey değilmiş!

Türk Cumhuriyetlerinde darbe yapılmışta haberimiz yok! Mevlüt Çavuşoğlu’nun iddialarını “absürt” olarak nitelendiren Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, belki de diplomasi kurallarını hiçe sayan ve Türkiye ile ilişkilerini askıya aldırabilecek bir çıkış yaptı ve “Şayet kendileri bu kadar akıllıysa, o zaman neden kendi ülkelerindeki darbeyi zamanında fark edemediler” dedi

Söyledikleri bunlarla sınırlı değil. “Biz, egemen bir ülkeyiz ve bize neyin gerekli olup olmadığına, kendimiz karar vermeliyiz. Ülkeler birbirlerine hiçbir şart olmaksızın yardım etmeli, bizim her söylenene ‘Evet’ diyeceğimizi zannetmemelidir. Yoksa öyle bir yardım bize lazım değildir. O yardımı geri alabilirsiniz.” ifadeleriyle gemileri yakmaktan gocunmadıklarını da deklare etmiş oldu. Atambayev, “Biz, tabii ki, bütün tavsiyeleri dikkate alacağız ve bu konuyla ilgili bilgileri inceleyeceğiz. Fakat bizi korkutmaya ve bize bir şey öğretmeye gerek yok” diye konuştuğunu ajanslar aktardı. Lakin kazın ayağı hiçte öyle değil. Atambayev ayrıca Ankara’nın Fethullah Gülen’le bağlantılı olduğunu belirttiği liselerin, Kırgızistan Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı eğitim programına göre faaliyet gösterdiğini kaydetti.

Kırgızistan Türkiye’ye posta koyuyor ama Sudan’da durum daha farklı. Türkiye’nin Sudan Hartum Büyükelçisi Cemaletten Aydın Sudan Cumhurbaşkanı Ömer Beşir’in FETÖ ile bağlantılı okulların kapatılmasına dair talimat verdiğini söyledi. Büyükelçi Aydın, Ankara’nın Sudan’ın bu meseledeki dayanışmasını takdirle karşıladığını söyledi. Büyükelçi Aydın, el Beşir’in darbe sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kişisel olarak telefon açan birkaç isimden biri olduğunu da söylüyor.
Ancak bir başka Türk Cumhuriyeti Kazakistan’da Kırgızistan gibi posta koyanlardan. Asya-Pasifik bölgelerinden haberlere yer veren “The Diplomat” adlı internet sitesinin haberine göre; Kazak yetkililer, ülkedeki FETÖ okullarının açık kalacağını açıklamışlar. Ankara, Türkiye’nin Astana Büyükelçisi Nevzat Uyanık aracılığıyla FETÖ okulları konusunda uyarıda bulunmuş, Kazakistan Eğitim Bakanlığı da, FETÖ’ye bağlı 27 okulun kapatılmayacağını duyurmuştu. Türk Dışişlerinin yapılmayacağını bildikleri halde neden bu tür talepleri ilgili ülkelere ilettikleri gerçekten cevaplanması gereken bir soru. Örneğin Dışişleri Bakanlığı Diplomatik Arşiv Dairesi Başkanlığı (2012 – 2015) görevini yürütürken 2015 Ekim’de Astana Büyükelçisi olarak atanan Nevzat Uyanık öyle sıradan bir diplomat değil. Daha önce, Diplomatik kariyerine 1990 yılında başlayan Büyükelçi Uyanık, Bakanlığın merkez birimlerinde ve dış temsilciliklerinde (Azerbaycan, Almanya, Pakistan ve ABD’de) çeşitli görevlerde bulunmuş bir isim. Kazakistan’daki muhataplarını hayır diyeceğini veya Kırgızistan örneğinde olduğu diplomatik skandalla sonuçlanabilecek talebi neden gündeme getirirler? Dostlar alışverişte görsünler mi? Yoksa başka bir şey mi?

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com