KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Türkiye İngiltere flörtü bitiyor mu?

Türkiye İngiltere flörtü bitiyor mu?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 6 dk okuma süresi
281 0

Hayli zamandır, bölgemizi ve İslam dünyasını kapsayan Türkiye-İngiltere işbirliğinin, kısa süreli stratejik müttefiklik olduğunu düşünüyor ve ne zaman bu ittifakın sonlanacağını tahmin etmeye çalışıyordum. Bu işbirliğinin, tarihe karışacağının işaret fişeğini Cumhurbaşkanı Erdoğan iki ayrı konuşmasıyla ateşledi. 21.9.2017’de ABD’de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKEN Vakfı’nın yemeğinde yaptığı konuşmada Batı’ya eğitim için gidenlerin gönüllü ajan haline geldiklerini ifade etmişti. Bazı köşe yazarları ve gazeteler, mal bulmuş mağribi gibi, Cumhurbaşkanı’nın yakın çevresindeki bazı isimlerin yurtdışındaki eğitim kurumlarından mezun olduklarını gündeme getirmişler, hatta üşenmeden bir de liste hazırlamışlardı. Bu listenin başındaki Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ in Yüksek lisansını İngiltere’de University of Exeter’de tamamladığı, ABD Büyükelçiliği’nde, Deutsche Menkul Kıymetlerde, UBS Bankası ile uluslararası finans kuruluşu Merrill Lynch’te görev yaptığı, İngiliz vatandaşı olduğu özellikle belirtilmişti. Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yurtdışında eğitim alan isimlerdi. Hatta Başbakan Binali Yıldırım’da İsveç Dünya Denizcilik Üniversitesi’nde lisans yapmıştı.

Kaosa su taşıyan tezvirat ehli; (ÇOMÜ) Akademik Yılı Açılış törenine katılan Başbakan Yıldırım’ın; FETÖ ile mücadele ile mücadele kapsamında söylediği; “Bir bakıyorsunuz hiçbir birikimi olmayan, diploması olmayan bir adamın etrafında üniversite okumuş, profesör olmuş adamlar fırıl fırıl dönüyor.” sözlerinin yurt dışına eğitim için gidenlerin gönüllü ajan oluyor ifadesine tepki olarak yorumladılar ve özellikle bazı çevreler tarafından kasıtlı gündeme getirilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili tartışmalara gönderme olabileceğini ileri sürdüler. İnsanı çileden çıkartan ve yok artık dedirten akla ziyan bu zorlama yorumlarla Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasına fitne tohumları ekilmek istendiği çok net. Kimse bu oyuna düşmez.

Cumhurbaşkanı’nın ikinci işaret fişeği yine batıya dönüktü ve kullandığı sözcük, kurşunun gittiği adresi gösteriyordu. Hem de öyle böyle değildi, hedef 12den vurulmuştu. Ankara’nın Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin gerçekleştirdiği, bağımsızlık referandumuna tepkisi çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın “Irak’ta teşebbüs edilen bu fitneyi durduracağız. Yeni Lawrence’lar bu defa başarılı olamayacak” açıklaması, cumhuriyet öncesi milletçe yaşadıklarımızı hatırlattığı gibi, uzun bacaklı Britanyalılara bir ikaz ve ihtar mesajı da içeriyordu. Neden acaba?
Çünkü tartışmalı bölge kapsamındaki Türkmen yurdu Musul ve Kerkük’ün Erbil yönetimince ‘Bağımsızlık Referadumu’na dahil edilmesi, Türkiye’nin tezlerine ters olduğu gibi İngilizlerle aramızda olduğu varsayılan mutabakat ve konsorsiyum açısından tam bir hüsrandı. İngilizler Erbil yönetime nüfuz ederek, Türkiye’nin ve Türkmenlerin çıkarlarını hiçe sayan uygulamaya imkan tanımışlardı.

Önümüzdeki günlerde zamanın ruhuna denk düşen dış politika değişikliği beklediğim gibi sürpriz istifalarla yeniden dizayn edilmiş bir bakanlar kurulunununda beni şaşırtmayacağını söylemek isterim.

Başkent kulislerinden iyi haber alan bir dostum, Fetöcü suçlamasıyla tutuklanan emekli istihbaratçı, CİAnin Türk kökenli ajanı, uzun yıllar Ankara’da görev yapan efsane isim Ruzi Nazar’a yakınlığı ile bilinen Enver Altaylı’nın serbest bırakılmasının an meselesi olduğunu
söyledi. Hakkında yazılanlara bakılırsa durumu vahim. Nasıl olacak? Dedi ki; Enver Altaylı, ABD Britanya çatışmasına kurban gitmiş! Serbest kalması, Türkiye’nin İngilizlerle oturduğu masayı yıkması olur.

Türkiye Suriye ve Irak’ta ABD ile masaya yeniden oturabilir. Bunun için ABDnin Suriyeli Kürtleri Türkiye ye karşı silahlandırmaktan vazgeçmesi gerekiyor. ABD ise Türkiye’den; İngilizlerle çıktığı yol arkadaşlığını bırakmasını bekliyor. Amerika’daki kolonilerinin İngiltere’ye karşı başlattıkları bağımsızlık mücadelesi çizgisi kim ne derse desin ABD’nin kendi ulusal çizgisidir. ABD başkanı Trump; hem bu gelenekten hem de Henry Ford’un temsil ettiği yerli sanayi ruhundan besleniyor. İngilizlerle hesaplaşması ajandasında mevcut. Sanırım Türkiye’yi de yanında görmek istiyor.

Ömür Çelikdönmez

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir