Türkiye, Kuzey Irak’da gerçekleştirilmesi planlanan bağımsızlık referandumuna ilk günden beri karşı duruşunu devam ettirmektedir. Bu konuda, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasının bölgesel istikrar ve bölge devletlerinin de toprak bütünlükleri ve siyasi ve toplumsal istikrarının korunması anlamına geleceğini vurgulayan Türkiye, referandumun tüm dengeleri temelden sarsacağını ve bir kaos ortamı yaratacağını savunmaktadır.
Bu bağlamda Türkiye, askeri müdahale seçeneği hususunda sinyaller vermektedir. Referandumun gerçekleştirilmesi durumunda özellikle Kerkük başta olmak üzere Türkmen toplumunun korunması, Irak’ın toprak bütünlüğünün sağlanması gibi meşru gerekçeler ile askeri müdahalenin gerçekleşebilmesi mümkündür. Lakin Türkiye’nin bu meşru gerekçeler ile başlatacağı askeri müdahale diğer ülkeler tarafından hangi tutumlarla karşılanacaktır? Referanduma karşı olma konusunda Türkiye ile aynı konumda olduğu görülen İran Türkiye’nin bu müdahalesini destekleyecek midir? Yoksa, Türkiye’yi uluslar arası alanda bir haydut devlet olarak etiketlemeye çalışan ABD ve bazı Batı ülkeleri ile birlikte Türkiye’nin söz konusu askeri müdahalesini “Türkiye’nin haydutluğunun son noktası” olarak nitelendirip Türkiye’ye yönelik uluslar arası müdahaleye katkı mı sağlayacaktır? Aynı şekilde Irak merkezi hükümeti, kendi ülkesinin toprak bütünlüğünü koruma refleksini Barzani’den Türkiye’ye yöneltebilecek midir?
ABD ve Avrupa ülkelerinin Türkiye aleyhinde oluşturmaya çalıştıkları imaj Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahalesi ile bu ülkeler açısından puzzle’ın son parçasını teşkil edebilecektir. Hatta Türkiye, İran ve Irak merkezi hükümetinin de dahil olduğu ABD öncülüğünde bir uluslar arası grup tarafından bölge istikrarını bozan bir ülke olarak tanımlanabilecektir.
Çağatay BALCI/Kafkassam