KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 16 aydır süren müzakerelerde sona gelindiğini, 2016 bitmeden 90 gün içinde çözümün görünür hale geleceğini söylüyor. Bu 90 gün meselesi bana 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Kıbrıs konusunu 3 ay süre zarfında çözebileceğini ifade ettiği söylemini anımsattı. Aradan yıllar geçti. Şimdi de 4. Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı 3 ay söylemi yerine 90 gün içinde çözümün görünür olacağını ifade etmektedir. Acaba gerçekten çözüm bu kadar yakın mı?
Sayın Akıncı’nın yapıcı ve olumlu açıklamalarına karşın Rum Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ise 16 aylık müzakere sürecine ilişkin olarak Ulusal Konsey’de temsil edilen tüm partilere sunduğu 53 sayfalık raporunda halen 183 konuda anlaşmazlıklar olduğuna dikkat çekmektedir. Başta Maraş, Güzelyurt, Karpaz ve diğer bazı bölgelerden toprak konusunda tavizler verilmeden anlaşma olmayacağını, ayrıca garantiler konusunda ciddi görüş ayrılıkları bulunduğunu, Türk askeri adadan çıkmadan asla anlaşma olmayacağını ifade etmektedir. Öyle anlaşılıyor ki Rum tarafının 2016 sonuna kadar bir çözüme ulaşılması noktasında ciddi bir inancı yok.
Güney Kıbrıs’ta bulunan Lefkoşa Üniversitesi’nin yaptırdığı anket son günlerde oldukça konuşuluyor. Kimi kesimler anketi olumlu bulurken, kimi kesimler olumsuz, bazı kesimler ise bilimsel olmadığını ifade etmekte. Ankete göre Rumların% 80’i 2016 yılı sonuna kadar kapsamlı bir çözüm bulunacağına inanmıyor. Yine ankete göre ‘yarın referandum olsa tercihiniz ne olur’ sorusuna karşılık olarak % 51 hayır, % 37 evet ve %12 bilmiyorum (kararsız) cevabını vermiştir. Bakınız % 12 kararsız oylar dağıtılarak bu neticeye yeniden bakacak olursak hayır oy oranının % 57 civarında olacağı göz ardı edilmemelidir!
Ankette bana göre en dikkat çekici kısım ise (Rum Ortodoks Kilisesi ve bazı Rum siyasi partilerin arzu ettiği yönde) Rum halkının Anastasiadis’in icraatlarına çok az güveniyor olduğu vurgusu ve yönlendirmesinin yapılmasıdır! Eğer bu doğru ise müzakerelerden 90 gün içinde bir sonuç alabilmek mümkün müdür?
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı müzakere sürecinin 2017’ye sarkmasının riskler taşıdığını belirterek, “2017’ye sarkan ve ucu açık bir şekilde süren müzakereler Kıbrıs Türk tarafının hedefi değildir.” şeklinde konuştu. Sayın Akıncı endişelerinde son derece haklıdır.
Kuzey Kıbrıs’ta, Türkiye ile deniz ve karada yeniden petrol ve gaz araştırmalarına başlanması gündemdedir. Güney Kıbrıs’ta ise Anastasiadis 2017’de yapılacak olan genel seçimler öncesinde yalnızlaştırılmaya başlandı. Acaba Anastasiadis bu süreç içerisinde çözüm için gerekli cesaret, kararlılık ve iradeyi gösterebilecek mi?
Gözler şimdi 25 Eylül’de New York’ta yapılacak olan kritik üçlü zirveye çevrildi. Neler olacağını hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Gökhan Güler
Kaynak ; Milliyet Gazetesi
